Keşif, 2014’te yayımlanan NASA’nın Kepler Uzay Teleskobu’nun ikinci görevinden (K2) elde edilen verilere dayanıyor. K2, Güneş Sistemi dışı gezegenlerin geçişlerini, kendi ana yıldızının önünden geçerken oluşan gölgeyi kayıt ederek arıyordu. Araştırmacılar, bazı sinyallere, çoklu yıldız sistemlerinden veya uzay gemilerinden gelen gürültünün neden olduğunu da keşfettiler. Fakat aynı zamanda, boyutları Jüpiter ve daha büyük boyutlara kadar uzanan çeşitli gezegenleri tespit ettiler.
Tespit edilen gezegenlerden biri çok parlak bir yıldızın etrafında dönüyordu. Çalışmanın başyazarı ve Danimarka Teknik Üniversitesi’ndeki Ulusal Uzay Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan Andrew Mayo, “K2 görevlerinde tespit edilen en parlak yıldız olan HD 212657 isimli yıldızın 10 günlük yörünge mesafesinde olan bir gezegeni doğruladık” dedi.
Habertürk’ün Astronomical Journal’da yer alan çalışmadan aktardığına göre ekip, 279 gezegen adayını analiz etmeye başladı. Bu adayların 149’u gerçek Güneş Sistemi dışı gezegen olarak onaylandı. Mayo, bu gezegenlerin 95’inin yeni keşifler olduğunun doğrulandığını belirtti.
Kepler uzay aracı, 2009’da göğün tek bir bölgesinde gezegen keşfetmek üzere başlatıldı ancak 2013’te mekanik bir arıza sebebiyle görev durduruldu. Buna karşın, gökbilimciler ve mühendisler teleskobun görüş alanını periyodik olarak değiştirerek yeniden kullanmanın yolunu buldular. Bu çözüm, K2 görevini ortaya çıkardı. Araştırma ile K2 görevi sonucu keşfedilen Güneş Sistemi dışı gezegen sayısı 300’ü buldu.