Cumhurbaşkanı imzasıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan ‘kayyum’ rektör Melih Bulu ve yönetimine karşı öğrenci ve hocaların 6. ayını dolduran direnişi sürüyor. Boğaziçi akademisyenleri, her gün Rektörlük’e sırtlarını dönerek yaptıkları eylemi dün Senato toplantısının ardından gerçekleştirdi.
Boğaziçili hocaların “Boğaziçi Üniversitesi Senatosu Gasp Ediliyor” başlıklı açıklaması şöyle:
Temel sorumluluğu üniversitemizin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerinin esasları hakkında karar almak olan senatomuzun, özgür ve özerk olarak çalışabilmesi, atamalar, görevlendirmeler ve vekaleten yürütülen görevler gibi yollarla engelleniyor. Bu süreçte siyasî saiklerle alınmaya çalışılan kararlar ile bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’ne telafisi zor, geri dönülmesi güç zararlar verilmeye çalışılıyor.
YÖK seçilmiş dekanımızı göreve atamıyor; atanmış rektör, kendini ve kendi atadığı rektör yardımcısını dekan vekili olarak öneriyor. Bu önerinin ardından bahsi geçen atamalar, YÖK tarafından zaman kaybetmeden gerçekleştiriliyor. Atanmış rektör, seçilmiş enstitü müdürlerimizi görevlerine atamıyor, kendi atadığı rektör yardımcılarını enstitü müdürü vekili olarak görevlendiriyor. Rektör yardımcısı görevine atanmış kişi senato toplantılarında, hem Rektör Yardımcısı, hem Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü vekili, hem de Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü vekili olarak bulunuyor; tek bir kişinin üç farklı birimi temsilen senatoda bulunması yoluyla, fakülte ve enstitülerimizin senatoda gerçek anlamda temsil edilmesi engelleniyor.
“Bilimsel olarak özgür, akademik açıdan özerk, şeffaf ve hesap verebilir olması gereken bir kamu araştırma üniversitesi olan kurumumuzun, rektörün başkanlığında, rektör yardımcıları, dekanlar ve her fakülteden seçilmiş birer öğretim üyesi ile rektörlüğe bağlı enstitü ve yüksekokul müdürlerinden oluşan senatosu, 2 Ocak 2021’de üniversitemize bir rektör atandığı günden beri gasp edilmeye çalışılıyor.
Demokratik olarak işleyen bir sistem, senatoda sayısal çoğunluğu sağlamak için suiistimal ediliyor, özgür ve özerk üniversite ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.
Bütün bu yapılanlar, sadece değerli bir kamusal kazanım olan Boğaziçi Üniversitesi’ne değil, ülke gençliğinin geleceğine kasteden girişimlerdir. Bir kamu araştırma üniversitesi olarak, tüm tarihi boyunca öğrencilerine dünya çapında nitelikli bir eğitim sunmaya odaklanmış kurumumuza yönelik bu saldırıları, ülke kamuoyuyla paylaşmayı görevimiz olarak görüyoruz.
Boğaziçi Üniversitesi halkın malı olan kamusal bir değerdir; üniversitemizin siyasi saiklerle yeniden yapılandırılma çabalarını, senatomuzun işlevsizleştirilmeye çalışılmasını kabul etmiyoruz, özgür ve özerk üniversite idealimizden, 2012 yılında senatomuzun kabul ettiği etik ve akademik ilkelerimizden vazgeçmiyoruz.
Özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkesi, mücadelemize destek vermeye, ülkemizin gençlerinin geleceğinin karartılmaması için bizimle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.”