Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi konusunda Suudi veliaht prensi Muhammed bin Selman’a işaret eden raporu nedeniyle üst düzey bir Suudi yetkiliden ölüm tehdidi aldığını açıkladı. Görev süresinin dolması öncesinde The Guardian gazetesiyle söyleşi yapan Callamard, Ocak 2020’de üst düzey bir Suudi yetkilinin, İsviçre’nin Cenevre kentindeki bir toplantıda, “dizginlenmemesi durumunda icabına bakılacağını” söylediğini anlattı.
Bu bilgiyi kendisine bir meslektaşının verdiğini kaydeden Callamard, ifadenin nasıl algılandığı sorulduğunda, “Bir ölüm tehdidi. Böyle anlaşıldı” dedi.
Callamard, tehdidin Cenevre’de görevli Suudi diplomatlar, Cenevre’yi ziyaret eden Suudi yetkililer ve BM yetkililerinin katıldığı bir toplantıda ortaya atıldığını söyledi. Callamard, toplantı sırasında Kaşıkçı cinayetiyle ilgili çalışmalarının eleştirildiğini ve kızgınlıkların dile getirildiğini belirtti. BM Raportörü, Suudi yetkililerin, kendisinin Katar’dan para aldığına dair asılsız iddialarda bulunduğunu da ifade etti.
Buna göre, toplantıya katılan BM yetkililerinin tepkisi üzerine bazı Suudi yetkililer söz konusu ifadenin ciddiye alınmaması gerektiğini söylese de, konuk üst düzey Suudi yetkili tehdidini yineledi. Callamard, tehditlerin kendisini işini yapmaktan alıkoymadığını da vurguladı.
BM Raportörü Callamard’ın Haziran 2019’da yayımlanan raporunda “Kaşıkçı’nın öldürülmesi, Suudi Arabistan devletinin sorumlu olduğu yargısız bir infazdır” denilmişti. Raporda, veliaht prens dahil üst düzey yetkililerin cinayetle ilgisi olduğu belirtiliyor, cinayetten de ‘uluslararası suç’ diye söz ediliyordu.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün geçen ay yayımlanan raporunda da, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Türkiye’nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı sonucuna ulaştık” ifadelerine yer verilmişti.
Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna girmiş, bir daha çıkamamıştı.
