Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen gençlere yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 genç katledildi.
Davanın bugün görülen 21’inci duruşması verilen aranın ardından kaldığı yerden devam etti. Verilen aranın ardından mütalaaya karşı savunma yapan sanık Yakup Şahin, bir önceki duruşmada yaptığı savunmayı tekrarladı.
Devamında Şahin ve avukatı beraat talebinde bulundu. Ardından mahkemeye heyeti duruşmaya müzakere arası verdi.
Ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi dosyalarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, eylemin teşebbüs noktasından kalmasından bin 890 yıl, patlayı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezası vererek dava dosyasını kapattı.
Mahkeme ayrıca katliam yaralıları Koray Türkay, Şahin Tümüklü, Çağla Seven, Fethi Aydın ve avukat Sezin Uçar hakkında yaptıkları savunmalar nedeniyle Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Aileler mahkemenin kararını alkışlar ve “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganları ile protesto etti.
Verilen karar yapılan açıklama ile protesto edildi
Suruç Katliamı Davası’nda tek tutuklu sanık Yakup Şahin’e müebbet hapis cezası verilerek kapatılmasına aileler ve avukatlar yaptıkları basın açıklaması ile tepki gösterdi. Duruşma salonu önünde yapılan açıklamaya aileler, Suruç yaralıları, Suruç İçin Adalet Platformu avukatları, Halkları Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri ve onlarca kişi katıldı.
Açıklamada konuşan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, mahkemenin siyasi bir karar verdiğini belirtti. Kendileri hakkında yaptıkları savunmalardan kaynaklı soruşturma açıldığını hatırlatan Tümüklü, “Kararı biz tanımıyoruz. Mücadelemiz sürecek. Suruç için adalet herkes için adalet talebini her yerde sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
ESP: Bu dava burada bitmez, Suruç’un hesabını soracağız
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Suruç katliamı davasından çıkan karara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Kararın yok hükmünde olduğunu belirten ESP, Suruç ve bütün katliamların hesabını soracaklarını vurguladı.
ESP MYK tarafından yapılan açıklama şu şekilde;
“AKP-MHP faşist iktidarının işçi sınıfı ve ezilenleri teslim alma, yurtsever, sosyalist ve devrimci-demokratik güçleri tasfiye etmek için geliştirdiği ‘çöktürme planı’ ile savaş konseptine geçiş planı bu katliam saldırısı ile başlatıldı. Faşist rejim Suruç katliamından bu yana siyasi savaşımını ve varlığını, Türk ve Kürt halklarının eşitlik ve özgürlüğü temelindeki birleşik devrim mücadelesinin tasfiyesi stratejisine adadı. Faşist diktatörlüğün hevesi kursağında kaldı. Ne işçi sınıfı ve ezilenler teslim alınabildi, ne de devrimci-demokratik güçler tasfiye edilebildi.
2015’den bugüne dek 33 düş yolcusunun düşlerini birleşik devrimci mücadelemizde taşıdık. Taşımaya devam ediyoruz. Sayısız gözaltı ve tutuklama saldırısına rağmen Suruç ailelerimiz, yaralılarımız, tanıklarımız, avukatlarımız ve devrimci-demokratik güçlerle Suruç için adalet herkes için adalet mücadelesi yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz.
‘Karar hükümsüzdür’
“Bu karar bizim için hükümsüzdür. Bizler 33 düş yolcusunun düşlerini gerçekleştirmek için sokakta olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz!”
Ne olmuştu?
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen gençlere yönelik DAİŞ’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 genç katledildi. Katliama ilişkin Urfa Savcılığı 18 ay sonra 213 sayfalık iddianame hazırladı. İddianamede, sanıklar Yakup Şahin, Deniz Büyükçelebi ve İlhami Balı hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçlarından 34’er kez; “Tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da 70’er kez olmak üzere toplamda 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.
Davanın 19. duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı. Savcı dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis cezası istedi. Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin dosyalarının ise ayrılması talep edildi.
İçişleri Bakanlığı, 2021 Ocak ayında yaptığı açıklamada, Suruç ve Sultanahmet saldırılarını yapan DAİŞ’li Azzo Halaf Süleyman el Aggal’ın yakalandığı duyurdu. 19. duruşmada, avukatlar El Aggal ve Şahin’in yargılandığı dosyanın esas numarası ile Suruç Katliamı dava dosyasının birleştirilmesini talep etti ancak mahkeme bu talepleri reddetti.
Avukatlar 20’nci duruşmada mahkeme heyetinin davadan çekilmesini istedi. Sanığın beraat, avukatların da heyetin davadan çekime talebini reddeden mahkeme, avukatlara heyetin reddine ilişkin bir üst mahkemeye itiraz hakkı dolayısıyla süre vererek duruşmayı karar için 22 Ekim Cuma gününe erteledi. Bugün görülen duruşmada tek tutuklu sanığa 34 kez ağırlaştırılmış hapis cezası verilerek, dosya eksiklere rağmen kapatıldı.
Dosyadaki eksiklikler
Bütün eksiklere rağmen karar çıkan dosyada avukat ve ailelerin sık sık dile getirdiği bazı eksikler şu şekilde:
“* İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde “Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ’lı terörist yakalandı” başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile saldırıyla bağlantısı bulunan Mahir el Aggal dosyaya dahil edilmedi.
* Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı.
* Abdurrahman Alagöz’ün (canlı bomba) Suruç’a nasıl geldiği, nerede kaldığı, kimlerle ilişkiye girdiğiyle ilgili hiçbir kayıt dosyaya eklenmedi. İlçe Emniyet Müdürü ve iki polis hakkında yargılama yapıldı. Görevi ihmal nedeniyle mahkumiyet karar verildi. Verilen karar da 7 bin 500 TL para cezasına çevrildi. Aileler karar ile ilgili AYM’ye başvurdu, AYM yaşam hakkı ihlali olmadığını ve başvurunun kabul edilemeyeceğini belirtti.
* Davanın tek tutuklu sanığı, 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamı’nın da sanığı olan Yakup Şahin, hiçbir duruşmaya getirilmedi.
* Katliamın ardından olay yerinde fotoğraf çekerken yurttaşlarca yakalayıp polise teslim edildikten sonra serbest bırakılan İmam Abdullah Ömer Aslan, ifadesi dahi alınmadan hakkında 16’ncı duruşmada takipsizlik kararı verildi. Daha önce Aslan’ın bazı DAİŞ’lilerle yaptığı telefon görüşmesi kayıtları ortaya çıkmıştı.
* “Eğer 7 Haziran ile 1 Kasım arasında olanların ne olduğunu açıklarsak kimse yerinde oturamaz” diyen dönemin Başbakanı şimdi ise Gelecek Partisi Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu’nun dosya kapsamında dinlenmesi talebi onlarca kez ret edildi.”