Anayasa Mahkemesi, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin kaleme aldıkları mektupları “sakıncalı” görülen 10 tutuklunun başvurusuyla ilgili “hak ihlali” kararı verdi. Adalet Bakanlığı, tutuklulara tazminat ödeyecek.
Farklı hapishanelerde tutuklu bulunan Abdulkerim Tekin, Cemil Akın, Ebubekir Yulu, Ferman Yıldız, Gökhan Gündüz, Mehmet Polat, Ömer Acma, Sertaç Kılıçarslan, Yunus Özher ve Yusuf Birkan’ın, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde tecrit uygulaması olduğuna dair yazdıkları mektuplara “sakıncalı” gerekçesiyle el konulmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptıkları başvuruyla ilgili ihlal kararı verildi.
Hapishane disiplin kurulları tarafından mektuplara el konulmasının ardından tutuklular İnfaz Hakimliği’ne itiraz da bulunmuş, reddedilmesi üzerine de Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvurunun reddedilmesinin arından tutuklular, “haberleşme hürriyetlerinin ihlal edildiği” nedeniyle AYM başvurdu.
Tutuklular, yaptıkları başvurularda, ceza infaz kurumlarında yaşanan hak ihlalleri ve mevzuata aykırı uygulamalar ile ilgili şikâyetlerini ilettiklerini, mektuplarda ceza infaz kurumunun güvenliğini tehlikeye düşürecek yalan yanlış bilgiler yer almadığını, Disiplin Kurulu ve mahkeme kararlarının haksız ve gerekçesiz olduğuna değindi.
Kamu güvenliği ile savundu
MA’ndan Berivan Altan’ın haberine göre, AYM’ye görüş bildiren Adalet Bakanlığı, Disiplin Kurulu ve derece mahkemelerinin kararlarının ilgili ve yeterli gerekçeler içerdiği, kararlardaki tespit ve sonuçların yasanın uygulanması niteliğinde olup, bu anlamda Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olmadığını savundu. Bakanlık, başvurucuların haberleşme hürriyeti hakkının ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçları ile ceza infaz kurumunun düzeni, güvenliği ve suçun önlenmesi meşru amacı temelindeki kamu yararı arasındaki denge gözetilerek sınırlandırıldığını ileri sürdü.
Somut gerekçe yok
Benzer başvuru olduğu için birleştirme yoluna giden AYM, yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. AYM, cezaevlerinde bulunan Disiplin Kurulu gerekçelerinin tamamında infaz tüzüğünün dayanak yapıldığı ve ceza infaz kurumlarını kamuoyunda hedef gösterecek nitelikte ifadeler bulunduğuna dair tespitler yapıldığını, ancak her bir mektup için hangi ifadelerin neden sakıncalı görüldüğü gerekçelendirilmenin yapılmadığını vurguladı.
Mektuplara el konulmasını gerektirecek somut verilere dayanak gösterilmediği belirtilen kararda, “Başvurucuların göndermek istediği mektupların alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahaleyle ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığından, müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir” denildi.
Tazminat ödenecek
İnfaz Hakimliklerinde verilen ret kararları nedeniyle, “haberleşme hürriyetinin ihlal ediğini ve yeniden yargılama yapılması” gerektiği belirtilen AYM kararında, “Somut olayda yeniden yargılamanın başvurucuların uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır” ifadesine yer verildi. AYM, başvurucuların her birine 2 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
Ne olmuştu?
Tutuklular, 2017 yılında yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları mektupları gazeteciler, Kanada, İsviçre, İspanya ve Belçika büyükelçiliklerine, Türk Tabipler Birliğine (TTB), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST), İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) ve İnsan Hakları Ortak Platformu’na (İHOP) göndermek istemişti. Cezaevi yönetimi tarafından “sakıncalı” gerekçesiyle el konulan mektuplara ilişkin iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından, AYM’ye “haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği” gerekçesiyle bireysel başvuru yapılmıştı.