İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 817’nci haftasında Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Sivil toplum örgütü temsilcileri ve kayıp yakınlarının katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde polisler tarafından katledilen ve sonrasından cansız bedeni yakılan Vahit Narin’in hikayesi bu haftaki eylemde okundu.
Kayıp yakınlarından Fatma Tosun, katledilen ve failleri bilinmeyen kişilerin dilleri ve kültürlerini korudukları için hedef alındığını söyledi. Tosun, “Onlar onurlu bir mücadele verdiler. Onların nasıl ve ne şekilde kaybettirildiği herkes biliyor. Eğer bu ülkeye barış ve demokrasi gelecekse İstanbul Galatasaray Meydanı’ndaki eylem yapan Cumartesi Anneler ve buradaki kayıp yakınlarını görmeleri gerekir. Tek kaybımız kalana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Kayıplarımız bulunana kadar elimiz devletin iki yakasında olacak” dedi.
İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, Vahit Narin’in kaybolma hikayesini şöyle anlattı. “Kulp merkezde 2 Ekim 1992’de çıkan çatışmada ilçe merkezi ablukaya alınır. Akşam karanlığı basmak üzereyken Kulp ilçesi güvenlik güçleri tarafından taranır. Dükkânlar yakılıp yıkılırken, sokağa çıkma yasağı ilan edilir ve ilçenin dış dünya ile bağlantısı kesilir. Kulp’a giriş-çıkışlar yasaklanır, evler tek tek aranır, çok sayıda insan gözaltına alınır. Sokağa çıkma yasağı dört gün boyunca sürer. Hasar gören yerler arasında Kulp’un tek oteli olan Narin Otel’de yakılan iş yerlerinden biridir. O gün kurşunların camlara isabet etmesiyle oteldeki herkes bodrum katına sığınır. Çatışma günü saat 14.00 civarında Narin Otel’in bodrum katına üç uzman çavuş tekmeyle kapıyı kırarak, girer. Askerler bodrumda bulunan otel müşterilerini lobiye çıkartıp ardından sırtlarına dipçikler vurarak herkesi yüzüstü yere yatırır. Vahit Narin, iki uzman çavuş tarafından lobinin arkasına götürülür. O an iki el silah sesi duyulur. Vahit Narin iki uzman çavuş tarafından katledilir. Otelde bulunulanlar karakola götürülür. Otelin deposunda bulunan ipekböceği kozaları askerler tarafından bütün odalara dağıtılır ve kozalar ateşe verilir. Vahit Narin’in cansız bedeninin içinde bulunduğu otel yakılır. Daha sonra otopsi işlemleri için savcılık tarafından aile çağırılır. Otopsi işlemlerine katılan Vahit Narin’in oğlu şikâyetçi olur. Yıllarca devam eden bu süreçten bir sonuç elde edilmez. Aile, daha sonra dosyayı AİHM’e taşır. AİHM bu davadan Türkiye’yi mahkûm eder.”
Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu.