Bizimle iletişime geçin

Güncel

Antakya’da kontrolsüz yıkım halk sağlığını tehdit ediyor

Antakya’nın Defne İlçesinde kontrolsüz bir şekilde yıkılan binalar ve kaldırlan enkazlar halkın sağlığını tehdit ediyor. Defne halkı, “Yıkılan binalardan çıkan tozlar hava kirliliği yaratıyor. Enkaza su bile dökmüyorlar. Toz toprak içindeyiz. Hepimiz toz soluyoruz. Soluduğumuz hava bizi öldürüyor. Ölüme terk edildik” diyor.

Yadigar Aygün-Antakya

Antakya’nın Defne İlçesinde hiçbir önlem alınmadan hasarlı binaların yıkımına başlandı. Kontrolsüz bir şekilde yapılan yıkım çalışmaları halk sağlığını tehdit ediyor. Yıkım sırasında su dökülmediği için kalkan tozlar havaya karışıyor ve halk bu tozlu havayı soluyor. Antakya merkezde ise sokaklar temizlenmiyor. Çöp kokuları her tarafı sarmış durumda. Çadır ve su sıkınısı sürüyor Bütün bunları Antakya’da depremzedeler ile konuştuk.

‘Riskli binalardan çatı söküyorum’

Depremzede Ali Bahçeci depremin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen hala sorunların çözülmediğini söylüyor. Bahçeci, “Çadırda yaşıyoruz. Gıda, temiz su, tuvalet sorunumuz var.  Şu an en büyük sıkıntımız suya ulaşmak. Banyo yapamıyoruz. Prefabrik lavaboların gelmesi gerekiyor maalesef şu an yok. Evim yıkıldı, devletten yardım bekliyoruz ama yardım gelmiyor. Burada çok insan yaşamını yitirdi. İnsanlar şehri terk etmeye başladı. Televizyonda para topladılar ama biz bir şey görmedik. Nerede bu para? TOKİ yapılacakmış diyorlar ama bu kadar halkı nereye taşıyacaklar. Dönerciyim ama şu an mesleğimi yapamıyorum. Evimi geçindirmek için riskli binalardan çatı söküyorum. 300-400 TL yevmiye alıyorum. Gıda fiyatları çok pahalı. İşimiz gücümüz kalmadı. Biz ne kazanıyoruz ki ne yiyip ne içelim. Hatay’da çalışacak iş kalmadı” diyor.

Halk sağlığı tehdit ediliyor

Deprem bölgesindeki kontrolsüz enkaz kaldırma çalışmaları yerleşim yerlerinde halkın sağlığını tehdit ettiğine dikkati çeken Bahçeci, “Yıkılan binaların enkazı kaldırılırken hava kirliliği yaratılıyor. Enkaza su bile dökmüyorlar. Toz toprak içindeyiz. Soluduğumuz hava bile bizi öldürüyor. Aşırı bir toz var. Hatay’ı toz bulutu kapladı. Halkın sağlığı risk altında. Yalnız bırakıldık. Şu an sinekler oluşmaya başladı. Hatay sokakları temizlenmedi. Enkazda hala cesetler var. Koku ve sinek var. Ne ilaçlama şirketi geliyor ne başka bir şey.  Bizi ölüme terk ettiler” diye belirtti.

‘Çadırda bir yaşam kurulur mu?’

Depremzede Songül Mahsurgüler de depremzedelerin sorunlarının çözülmediğini söylüyor. Mahsurgüler, “Hala ciddi su sıkıntısı ile karşı karşıyayız. İçecek su bulmakta zorlanıyoruz.  Temizlik yapmak için su bulamıyoruz. Ciddi sağlık sıkıntımız var. Sahra hastaneleri kuruldu ama her şey çok sınırlı. 5 ay önce ameliyat oldum kontrole gidip MR çektirmem gerekiyor ama şu an öyle şansımız yok. Bel fıtığı ameliyatı oldum. Bu imkanlarının hiçbiri şu an burada yok. İlaç verip gönderiyorlar. Her yerde yıkım var. En az hasar alan yerlerde bile çok ciddi bir toz sıkıntısı var.  Havaların ısınmasıyla sinekler ortaya çıktı. Kadınlar, hijyenik ped ve iç çamaşırına ulaşamıyor. Pijama ihtiyacı çok var ama hiçbir şekilde karşılanmadı. Çadırda bir yaşam kurulamıyor. 7 kişi bir çadırda kalıyoruz. Çadırda bir yaşam kurulur mu? Her şey kısıtlı sınırlı. Öğretmenim. Şu an eğitim büyük bir sıkıntı. Okullar kapalı. Sadece gönüller olarak gelen öğretmenler var” diye konuşuyor.

Kadınların iş yükü arttı 

Depremden sonra kadınların iş yükünün daha çok arttığına dikkati çeken depremzede Ayten Menge, “Hijyen ürünlerine ve temizlik ürünlerine ihtiyacımız var. Gıda ve suya ulaşamıyoruz. Devlet desteği hiç olmadı. Buradaki gönüller ancak bize yardım etti. 7 kişi aynı çadırda kalıyoruz. Çok zor bir yaşamımız var. Üst üste yatıyoruz. Evlerimiz yok oldu. Çocuğum, eşim, kaynanam, damadım hep birlikte yaşıyoruz. Depremle birlikte kadınların iş yükü daha çok arttı.  Banyo ve tuvalet sorunumuz hala çözülmedi. Depremin üzerinden 2 ay geçti ama hala sorunlarımız çözülmedi. Bizi soran yanımıza gelen olmadı. Artık ne yapacağımızı bizde bilmiyoruz. Acılar içindeyiz” dedi.

AFAD ölüme terk etti

Derpemzede Sabri Gök ise AFAD yetkilisinin kendisini enkazda bıraktığını, kendi imkanları ile enkazdan çıktığını söylüyor. Gök, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “2.5 gün eşimin cesedi ve bebeğimle birlikte enkaz altında kaldım. Sesimi duyurabilmek için kendi ellerimle delik açtım.  Bir yetkili geldi ve  feneri tuttu ‘Işığı görüyor musun’ dedi. Sonra ‘Seni vinç çıkarır buradan’ dedi  ve beni enkazın altında bırakıp gitti. ‘Şu taşı bari çek de  bari bebeğimi vereyim Bebeğimi al en azından’ dedim yapmadı. Ondan sonra 26 saat daha enkazın altında kaldım. Şu an 3 aylık bebeğimle birlikte yaşıyorum. Eşimi defnettik. Hayata tutunmaya çalışıyoruz tutunabilirsek. Normalde durumu çok iyi olan bir insandım.  Oto galericiydim tüm araçlarım enkaz altında kaldı. Şu an komşumun aracı ile gidip bebeğimin ihtiyaçlarını karşılıyorum. Destekleme paketleri açıklandı ama bankaları arıyorum o bankadan o bankadan savuruyorlar. Biz nasıl hayatta kalacağız? İş versinler hamallık yapalım. Geçimimizi sağlamaya çalışalım. Teyzem ve eniştem kayıp.  Hala bulamadım.”



Aralık 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031 

Daha Fazla Güncel Haberler