Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklama şu şekilde:
“Kapitalizm insan emeği, bedeni ve hayatı üzerindeki katmerli sömürü sistemidir ve insanı değil emeğin gaspını esas alır. Tarih boyunca açlığı, yoksulluğu savaşları ve insan bedeninin alınıp satılmasını meşrulaştırarak kendisini yaşatmaya devam ediyor. İnsanı insana düşmanlaştıran, tüm eşitsizliklerin kaynağı olan, kadını ikinci üçüncü konuma düşüren bu sistem başta kadınlar olmak üzere tüm insanlığın düşmanıdır.
Sömürüye ve zulme karşı her yerde mücadeleyi sürdüren onurlu kadın ve erkekler insanlığın kurtuluşuna yön vermeye devam etmektedirler. 1857’de “Eşit İşe Eşit Ücret” talebi ile Amerika’da on binlerce işçi insanlık dışı çalışma koşullarından dolayı greve gitmiş ve 129’u kadın 146 kişi çıkartılan yangında hayatlarını kaybetmişlerdi. 1910’da Clara Zetkin önderliğinde 2.Enternasyonal tarafında bu mücadelelerin sahiplenilmesi ve kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanması için 8 Mart ilan edildi. O günden bugüne insanlığa miras kalan birçok devrim, deneyim ve tecrübelerin yanında artan yoksulluk, savaşlar en çokta kadın ve çocuk ölümü, organ ticareti ve beden satışı içinde yok olmaktadır.
Yine askeri faşist cunta döneminde olduğu gibi mücadeleyi kırmak ve sindirmek adına tecrit, tek tip elbise dayatması, yeniden gündemimize oturdu. Hapishanelerin artık bir toplama kampına dönüştürülerek itiraz edenlere “korku mesajı” verilmekte. Tek tip dayatmasıyla özünde yapılmak istenen kendisi gibi olmayanların bertaraf edilmesidir, aslında tek tip insan yaratma projesidir. Yaşam biçimimizden, çocuk sayısına, savaşı, işgali, talan etmeyi sürdürecek askere kadar kadınlık ve erkek rolleri yeniden dizayn ediliyor. Bugün biz kadınlara düşen içerde ve dışarda mücadele ederek geçit vermemektir.
Dünyanın her yerinde daha fazla sömürmek ve talan etmek için savaşları körükleyen emperyalizm, bugün Efrin’de işgal savaşı başlatan kukla T.C devletini desteklemektedir. Din, ırkçılık, milliyetçilik ve cinsiyetçilik gibi tüm gericilikleri besleyerek insanlığı karanlığa sürüklemektedir. Bunun için dün sokak eylemleriyle Paris Komünü’nü başlatan kadınlar bugün Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinde ordulaşarak savaşmaya devam ediyorlar.”