Panelde ilk olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, ülkede giderek derinleşen çoklu kriz ve sorunlar karşısında BMG’nin kendisini örgütleyerek, mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tekçilik üzerine kurulduğunu ve bu sistemin devam ettiğini kaydeden Aydeniz, zamanında Şark Islahat planıyla şimdi ise “Çökertme planıyla” tekçiliğin devam ettirdiğini söyledi. Kayyum ve tecrit politikalarını derinleştiren iktidarın Kürt sorununu görmezden geldiğini ifade eden Aydeniz, Kürt sorununun demokratik çözümünü önüne koymayan, kendini tekçilik üzerinden inşa eden iktidarların tarihinde çöp sepetinde yer aldıklarını belirtti.
ETHA‘da yer alan haberde, AKP’nin iktidara geldiğinde 3Y’yi ortadan kaldıracağını söylediğini hatırlatan Aydeniz, “Bugün en fazla yoksulluğu, en fazla yolsuzluğu, en fazla yasakların iktidarına dönüşmüş durumda” dedi.
Faşizmi ve diktatörlüğü kurumsallaştırmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Aydeniz, Ortadoğu’da üçüncü dünya savaşı yaşandığını, AKP’ye de bu savaşta “gardiyanlık” rolü verildiğini sözlerine ekledi. Aydeniz, iktidarın politikalarının en temel sebebinin Kürt düşmanlığı olduğuna işaret etti. Tecrit ve savaş politikalarına da değinen Aydeniz, “Tam da buradan çıkışın savaşa sonuna kadar hayır demek gerekiyor. Bu savaşa karşı birlikte mücadele etmek gerekiyor” diye konuştu. İmralı tecridinin tüm toplumda ve hapishanelerde uygulandığını ifade eden Aydeniz, İmralı tecridine karşı mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu. Aydeniz, yarın Meclis’te görüşülecek bütçenin savaş bütçesi olduğunu kaydetti, bugün yaşanan sorunların temel sebebinin savaş olduğuna işaret etti.
Şahin Tümüklü: Halkın öfkesini fiili meşru mücadele zemininde örgütlemeliyiz
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü de, Birleşik Mücadele Güçleri’nin önümüzdeki dönem mücadele perspektiflerine ve antifaşist mücadelenin önemine değindi. İşçi ve emekçilerin açlık, yoksullukla sınandığını, her türlü hak talebinde bulunanlara karşı faşist devletin saldırılarının arttığını kaydeden Tümüklü, derinleşen çelişkiler ve büyüyen toplumsal öfkeye işaret etti.
Ezilen, yoksul halkın öfkesini seçim çağrılarıyla sönümlendirmeye çalışanları hatırlatan Tümüklü, Birleşik Mücadele Güçleri’nin bu öfkeyi fiili, meşru mücadele zemininde örgütleme ve buna uygun bir politik hat kurmasının önemine vurgu yaptı. Türkiye işçi sınıfı, ekoloji mücadelesi yürüten emekçi köylülük ve Kürt halkının mücadelesinin birleştirilmesi görevini önlerine koyduklarını söyleyen Tümüklü, antifaşist mücadelenin başarılmasının önemine değindi.
Panel soru ve cevap bölümü ile son buldu.