Son dönemde özellikle politik tutsaklar başta olmak üzere birçok mahpus, hapishane idareleri tarafından keyfi ve ideolojik bir şekilde verilen disiplin cezaları bahane edilerek erken serbest bırakılma hakkından yararlanmaları engelleniyor.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi ve İHD Hapishaneler Komisyonu başta olmak üzere birçok demokratik kitle örgütü, insan hak savunucusu ve tutsak aileleri tarafından konu hakkında yasal bir düzenleme yapılarak yaşanan hak kayıplarının giderilmesi yönelik iktidara yapılan çağrılar yanıtsız kalmaktadır. Konuyla ilgili Adalet Bakanlığına verilen soru önergeleri ise cevapsız bırakılmaktadır.
Dilşat Canbaz’dan Kanun Teklifi
HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz tarafından infaz yakmalara dayanak yapılan Terörle Mücadele Kanununun 17 inci maddesinin kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) bir kanun teklifi sunuldu. Canbaz kanun teklifi metninin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Yürürlüğe girdiği günden beri anti-demokratik uygulamaların referansı haline gelmiş olan Terörle Mücadele Kanunu’nun baştan aşağı tekrar düzenlenmesi gerekliliği, insan hakları kurumları başta olmak üzere farklı siyasi görüşe sahip birçok kesim tarafından ifade edilmektedir. Terörle Mücadele Kanunu (TMK), kanunun uygulayıcıları tarafından çoğu zaman siyasi yorumlamalarla icra edilmektedir. Birçok politik kişinin ve kurumun, evrensel insan hakları ve uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınmış, şiddet çağrısı yapmayan ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı TMK dayanak gösterilerek baskılanmaktadır. Her toplumsal tepki ve demokratik eylem kolluk ve yargı teşkilatı tarafından TMK ile ilişkilendirilmekte; halkın söz, eylem ve örgütlenme hakkı bu vesileyle engellenmektedir.
TMK’ya atıfla hükümlü olan birçok mahpusun, aynı kanunun 17 inci maddesine dayandırılarak, erken tahliye hakları çoğu zaman hapishane idaresinin keyfi uygulama ve disiplin cezaları nedeniyle yakılmaktadır. Hapishanelerdeki ‘disiplin’ cezaları ise; temel insan hakları ihlallerine, hapishane idaresinin çoğu zaman keyfileşen uygulamalarına, gardiyanların ideolojik yaklaşımlarına bağlı olarak özellikle politik mahpuslara yönelik ayrımcı ve kışkırtıcı yaklaşımlarına tepki gösteren mahpusların cezalandırılma yöntemi olarak kullanılmaktadır. TMK 17 inci madde bu yönüyle sıklıkla kamuoyunun gündemine gelmekte ve telafisi olmayan hak kayıplarına neden olmaktadır. Sorunun çözümü için mahpus aileleri demokratik kitle örgütleri ve insan hakları örgütlerinin çözüm önerileri ise iktidar tarafından görmezden gelinmekte, Adalet Bakanlığı konuyla ilgili verilen soru önergelerini cevapsız bırakmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere; başlı başına evrensel insan haklarına, ifade özgürlüğüne ve örgütlenme hakkına yönelik baskı aracına dönüşmüş olan Terörle Mücadele Kanununun baştan sonra tekrar ele alınması gerekirken; keyfi infaz yakmaların önüne geçilmesi ve bununla ilgili ağır hak kayıplarının engellenmesi için TMK 17 inci maddenin acil olarak kaldırılması önemli bir yerde durmaktadır.”