Haydarpaşa Garı’nda yapılan arkeolojik kazılarda bulunan M.Ö. 4 ve 3’üncü yüzyıllara tarihlenen yapı, bugüne kadar kazılarda bulunan en eski mimari eser olma özelliğini taşıyor.
Gar kazılarında bugüne kadar 35 binin üzerinde kasa eser çıkarıldı. Kazı alanından çıkarılan kalıntılar, yine aynı yerde kasalara konularak, temizlik çalışmaları için sınıflandırılıyor. Ayrıca alandan çıkarılan büyük parçalar, sütunlar burada fişlenerek envantere geçiriliyor.
En eski mimari kalıntı
Haydarpaşa arkeolojik kazısı baş arkeoloğu Mehmet Ali Polat, çalışmalarla ilgili bilgi vererek şunları söyledi:
“Burası oldukça büyük bir alan, yaklaşık 350 bin metrekarelik bir kazı alanı. 65 bin metrekarelik alanında kazı çalışması gerçekleştirdik. Bugüne kadar en eski bulgularımız küçük buluntu olarak milattan önce 5’inci-6’ncı-7’nci yüzyıla ait küçük buluntular, çanak çömlekler, sikkeler. Ama mimari olarak en eski yapımız milattan önce 4’üncü-3’üncü yüzyıla ait kareye yakın bir plan veren kesme taştan bir anıt veya anıt mezar olabileceğini düşündüğümüz bir yapı kalıntısı var. En eski mimari kalıntımız bu. Bunun dışında burada mimari bir yoğunluk var. Bunların çok büyük bir kısmı milattan sonra 4’üncü-3’üncü yüzyılda inşa edilmiş yapılar. Bu yapılara 5’inci-6’ncı yüzyıllarda eklentiler yapılmış. Burada 4’üncü-5’inci yüzyıla ait, bir sahilde sonlanan bir ana cadde ve sağında, solunda yapı kümeleri var. Burası Khalkedon antik kentinin kuzeybatı limanı, antrepo olabilecek büyük bir depo yapısı, yolun öteki tarafında ise küçük bir yazlık saray olabilecek yapı topluluğu görüyoruz.”
”Osmanlı döneminde hiç bir mimari öğeye rastlamadık”
Polat, “Burada farklı boyutta ve nitelikte mimari yapılar söz konusu. 4’üncü yüzyıldan, 7’nci yüzyıla kadar yoğun bir kullanım görmüş” diyerek, şöyle devam etti:
“7’nci yüzyıldan, İmparator Herakleios zamanından sonra burası artık çok yoğun olarak kullanılmamış. Yani yapılar yıkılmış, birkaç yüzyıl burada pek iz göremiyoruz, daha sonra orta Bizans döneminde tekrar burası yavaş yavaş etkin hale geliyor. Geç Bizans döneminde burada sadece küçük atölyelerin olduğunu biliyoruz çıkardığımız kalıntılardan. Osmanlı döneminde ise burada neredeyse hiçbir mimari öğeye rastlamıyoruz. Bunun nedeni ayrılık suyunu alüvyonları burayı kapatıyor ve Osmanlı döneminde artık çayırlık olarak kullanılıyor.”
Mehmet Ali Polat, kazıda 10 binin üzerinde sikke bulunduğunu belirterek, “Bunların büyük çoğunluğu okunuyor. En eskisi milattan önce 5’inci yüzyıldan. Zaten Khalkedon’un ilk sikke basımı milattan önce 5’inci yüzyıldır. Bu tarihten itibaren kesintisiz olarak milattan sonra 12’nci yüzyıla kadar her döneme ait sikke var” dedi.
Kaynak: DHA