SMF, ESP, Partizan, Mücadele Birliği, Alınteri ve Devrimci Parti Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması düzenledi.
Polis ablukası altında yapılan basın açıklamasında İşçilerin, emekçilerin, işsizlerin, küçük esnafın ve yoksulların iyi koşullarda yaşayacağı bir düzen için tüm bu kesimleri hep birlikle mücadele çağırıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle;
”Üç ay sonra bir yılı dolduracak olan pandemiye karşı dünya genelinde, zorlu bir mücadele verilmekte. Bu mücadele tek başına sağlığı koruma mücadelesi değil elbette. Sınıflı toplumlarda her krizin her olağanüstü durumun kimi vurduğu malum.
Bir halk sağlığı sorunu olması gereken pandemi, iktidarın yasakları ile açlık ve yoksulluk sorunu haline geldi. İşçi sınıfıyla birlikte küçük esnafın, küçük tarım üreticisinin, yoksul köylünün arkasında Covid-19 pandemisinden ölüm tehlikesi varsa, önünde açlıktan ölmek tehlikesi duruyor. İşçi, tazminatsız işten atılma, işsiz kalma, aç kalma korkusunu her gün yaşıyorsa, küçük işletme sahibi esnaf, küçük tarla sahibi köylü her gün iflas etme, bankanın haciz memurlarıyla karşılaşma, kirayı ödeyememe, vergilerini ödememesi durumunda borcun katlanarak artması korkusuyla yaşıyor.
Bir yıla yaklaşan pandemide işçiler, emekçiler, işsizler ve küçük esnafın zaten kötü olan koşulları daha da katmerlendi. Devlet, işçilere ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneğini layık görürken, sermayedarlar devletin de desteği ile zenginliklerine zenginlik kattı. Yüzlerce kişinin iç içe çalıştığı fabrikalarda, iş yerlerinde üretim devam ederken, pandeminin kaynağı kafe ve barlarmışçasına hareket etti. Zaten sürekli borçlarla yaşamaya ve ayakta kalmaya mecbur bırakılan küçük esnaf bu dönemde tamamen borç batağına saplandı. Pandeminin tek önlemi cafe, bar gibi küçük işletmeleri kapatmakmış gibi hareket eden iktidar, kapatılan iş yerleri için ne destek oldu ne de var olan ve pandemide artan borçları sildi.
Dört bir tarafta sürdürdüğü savaş politikalarını, dinci faşist çeteleri, silah alımlarını, savaş masraflarını vb. vb. finanse etmek için vergi ve daha çok vergi kaçınılmazken, küçük esnafın batmasını göz ardı etti. Tepkilerin büyümesi üzerine alay edercesine 1000 liralık göstermelik bir destek açıklamasında bulundular. Oysa açıklanan paketlerle sermayelerine sermaye katan patronlar, ne kadar kar ettiklerini açıkladılar yarışırcasına.
Art arda binlerce küçük esnaf kepenk kapatıp, işsiz ve yoksullar “iş ve aş” diyerek intihar ederken bu ülkenin bir bakanı çıkıp utanmadan “yoksulluk Türkiye için sorun olmaktan kalktı” dedi.
Evet, yoksulluk onlar için bir sorun değil! Sarayları, uçakları, yatları, katları var ve bu saraylardan halkın nasıl bir yoksulluk içinde boğuştuğunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar. “Evimize ekmek götüremiyoruz” diyen esnafa “Abartıyorsun, ekmeğiniz yoksa keyif çayı için” diyerek dalga geçiyorlar!
Evet, bu ülkede yoksulluk sorunu yok, bu ülkede açlık sorunu var. Milyonlarca insan açlık sınırının altında, asgari ücretle geçiniyor. %26’ya ulaşan işsizlik her geçen gün artıyor.
Krizin bedelini bize yüklüyorlar çünkü patronlara ödetemezler. Çünkü bu düzen patronların düzenidir. Ama özellikle esnafın kira, vergi ve bilumum borçları acilen silinmezse kepenk kapatmalar çok ciddi boyuta ulaşacak.
İşçilerin, emekçilerin, işsizlerin, küçük esnafın ve yoksulların iyi koşullarda yaşayacağı bir düzen için tüm bu kesimleri hep birlikle mücadele çağırıyoruz.”