Türkiye Tabipleri Birliği (TTB) Sağlık Bakanlığı’na gönderdiği raporda, şehir hastanelerinde odağın insan sağlığı değil kâr elde etmek olduğunu ve yetersiz insan kaynağı nedeniyle ölüm oranında artış olabileceğini yazdı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya hitaben yazılan raporda kamu-özel ortaklığıyla işletilen hastanelerin sağlık hizmetleri sistemini erittiği ve ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sağlık çalışanlarının iş yükünü ciddi oranda artırdığı vurgulandı.
Raporda hekim ve sağlık çalışanlarının ‘ivedi olarak’ çözülmesini talep ettiği sorunlar şöyle:
Şehir hastanelerinde iki başlılık var ve başhekimler artık yetkisiz. Yetki şirket yöneticilerine verildi ve hastanelerin yönetim anlayışı değişmeye başladı. Yeni yönetim anlayışı sağlık alanında eğitimi olmayan yöneticilerin beceriksizlikleri ve hekimlere/sağlık çalışanlarına karşı saygısız tutumları dikkat çekiyor.
Görev tanımları sağlık hizmetlerine özgü hazırlanmamıştır ve bu durum hasta bakımını olumsuz etkilemektedir.
Bazı hekimler 20 binden fazla adım atıyor
Yatak başına kapalı alan çok fazla ve bu yüzden hekim ve sağlık çalışanlarının hastane içerisinde hizmet sunmak zorunda kaldıkları mesafe ciddi oranda arttı. Bazı meslektaşlarımız 20 binden fazla adım atmak zorunda kalıyor.
Bölümler arası mesafe sağlık hizmetlerini engelliyor. Acil vakalarda telafisi zor sonuçlar doğabilir. Ayakta tedavi hastaları da mesafelerden yakınıyor; hayati tehlikesi olan hastalar, yaşlılar, engelliler ve dezavantajlı hastalar için çok önemli bir sorun teşkil ediyor. Sağlık personeli eğitimsiz ve yetersiz.
Göz doktoruna mavi kod nöbeti veriliyor
Mavi kod nöbeti uygulamalarında kapalı alanın büyüklüğü nedeniyle sorun yaşanıyor. Bazen hasta zamanında yetişilemediğinden kaybedilebiliyor. Hekim yetersizliği nedeniyle mavi kod nöbeti göz, patoloji vs. bu alanda deneyimi yolmayan hekimlere veriliyor.
Kapalı alan artıyor ama hekim ve sağlık çalışanı sayısı artmıyor. Bu durum yöneticiler ve sağlık çalışanları arasında veya sağlık çalışanlarının kendi arasında çatışma ortamına zemin hazırlıyor.
Bazı bölümler mimari planda bile unutulmuş
Bazı hastanelerin tasarımı yataklı tedaviye uygun değil. Bazı bölümler mimari planlarda dahi unutulmuş. Sonradan bu bölümlere uygun olmayan ‘çözümler geliştirildi’. Hastane tasarlanırken otelcilik hizmetleri ön plana çıkartılıyor. Asansör ve yangın merdivenlerinden yoğun bakımlara ve ameliyathanelerin içine bile yanlışlıkla ilgisi olmayan kişiler girebiliyor. Sterilizasyon ve hasta/çalışan güvenliği ile ilgili sorunlar çıkabiliyor.
Laboratuvarlara deneyimsiz kişiler alınıyor
Laboratuvar ve görüntüleme gibi şirket tarafından yürütülmeye başlanan birimlerde önemli sıkıntılar var. Temel nedeni deneyimsiz kişilerin işe alınmış olması. Ekonomik kısıtlamalar nedeniyle bazı parametreler çalışılmıyor ve hasta takip ve tedavisinde zorluklar yaşanıyor. Kıdemli laboratuvar ve radyoloji teknisyenleri kan alma gibi çok deneyim gerektirmeyen alanlarda çalışmaya zorlanıyor.
Değişen mimari tek kişilik izleme ve tedavi odalarını artırdığı halde sağlık çalışanı yeterli sayıda değil. Nöbet sayıları artıyor.
Acil ve yoğun bakım yükünün üstesinden gelinemiyor
112 ambulanslarının büyük bölümü şehir üniversitelerine yönlendiriliyor. Bu durum şehir hastanelerinin acil ve yoğun bakım servisindeki hekim ve sağlık çalışanlarının yükünü ‘üstesinden gelinemeyecek oranda’ artırıyor. Bu alanlardaki hekim ve sağlık çalışanlarının mutsuzluğu üst düzeyde. Artan nöbet sayılarına rağmen gelirlerindeki düşüş dikkat çekici.
Hekimlere fazla mesaide yemek bile verilmiyor
Günlük mesai sürelerini aşmak zorunda kalan hekim ve sağlık çalışanlarına hastanede yemek bile verilmiyor.
Şehir hastanelerinin ‘şehir dışına’ yapılmış olması hem çalışanların hem de hastaların ulaşımını zorlaştırıyor. İcap nöbetlerinde hekimlere araç sağlanmaması hizmetleri aksatabiliyor.
Aksaklık ve eksiklikleri iletme mekanizmaları işlemiyor. Yazılı iletişim yerine telefon mesajları kullanılıyor. Bu yüzden süreçlerin izlenmesi zorlaşıyor, şirket yükümlülükleri denetlenemiyor.
Doktorların hasta ve yakınlarıyla muayene sürecinde yalnız bırakılması şiddet gibi olumsuzluklara davetiye çıkartıyor.
Sağlık çalışanlarında iş stresine bağlı depresyon ve anksiyete ve alerjik rahatsızlıklar artıyor. İklimlendirmeye ilişkin sorunlar var.
Enfeksiyon uzmanı eksikliği ölüm hızını artırabilir
Kapalı alan ve hasta sayısındaki artışa rağmen enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve hemşire sayısının artırılmaması enfeksiyon hızlarında ve şehir hastanelerinde ölüm hızında artışa yol açabilir.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi niteliğindeki şehir hastanelerinde asistanlara düşen iş yükü artmış, bu durum asistanların eğitimlerinde aksamaya yol açmıştır.
Bazı şehir hastanelerinde radyolojik sistemlerde veri kayıpları yaşanıyor.
Bazı şehir hastanelerinde HBYS yazılımı iyi çalışmıyor, bekleyen hasta ve hasta yakınları bu konuda hekimleri sorumlu tutuyor.
Hastaların ameliyata ve tetkiklere götürülmesi/getirilmesi için ihtiyaç duyulan taşıma personeli sayıca az.
Malzeme alımlarında ‘şirket yöneticileri’ karar veriyor
Klinik için gerekli malzeme alımları başhekimlerle değil şirket yöneticileriyle konuşulmak zorunda. Neredeyse her seferinde maliyet konusunda uzlaşılamaması hasta güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaştı.
Tüm vakalar şehir hastanelerine yönlendirilmeye başlandı, bu durum ilçe hastanelerini atıl duruma getirdi ve diyabet takibi ve kan transfüzyonu gibi her yerde çözümlenebilecek olgular bile şehir hastanelerine sevk ediliyor.
Hastaneye ulaşım güçlüğü kronik hastaların muayenelerini aksatıyor, kontrolünü ihmal eden birçok hasta komplikasyonlar geliştiği için acil servise başvurmak zorunda kalıyor.
Sağlık çalışanlarında olduğu kadar hastalarda da tükenmişlik ve gerilim gözleniyor. Bu durum önlenemeyen bir şiddete neden oluyor. Şehir hastaneleri iş barışını olumsuz etkilemiştir.
Yangın merdiveni kapalı otoparka açılıyor
Hastanelerde gerçek anlamda merdiven yoktur. Personel 1-2 kat için bile asansör beklemek zorunda. Bazı hastanelerde yangın merdiveni kapalı otoparka açılıyor.
Teknik altyapı yetersiz ve kalitesiz, teknik personel ise yetkin değil. Yapılan işin aciliyeti ve öneminin farkında değiller. Havalandırma, iklimlendirme, bilgi-işlem, santral hizmetleri, yemek hizmetleri tam ve etkin çalışmıyor. Yardım masası uygulaması hantal ve çözümden uzak. Sonuçlanmamış sorunlar sonuçlanmış gibi gösteriliyor. Telefon ve internet erişimindeki zorluklar da hekim ve sağlık çalışanlarının yaşamını zorlaştırıyor.
Başlangıçta duyurulanın aksine şehir hastanelerinin açılmasıyla birlikte bazı branşların yatak sayısı önemli ölçüde azaltılmıştır. Bazı bölümlerde ise gereken artış sağlanmamıştır. Bu da yatak sıkıntısı olan birimlerdeki hekimlerin hastayı kliniğe uzak bloklara yatırmasına neden oluyor. Böyle durumlarda bu branşlarda deneyim sahibi olmayan hemşireler hasta bakımında güçlük yaşıyor ve hastaya sunulan hizmette önemli aksamalar yaşanıyor.
(Gazete Yolculuk)