Tarım Orkam-Sen Van Şubesi tarafından yapılan açıklamada, uygulanan politikalarla “ülke tarımının plansızlığın ve istikrarsızlığın kurbanı olduğu” ifade edildi.
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Van Şubesi, tanzim satış noktalarından hareketle Türkiye’de tarımsal üretimde yaşanan sorunlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada ülke tarımının uygulanan politikalarla plansızlığın ve istikrarsızlığın kurbanı olduğu vurgulandı.
‘Üretim kazanç getirmiyor’
Uygulanan tarımsal politikaların üretim ve fiyat konusunda istikrarsızlıklara yol açtığı üzerinde durulan açıklamada, “Tarımsal üretimin en önemli girdilerinin çoğunun ithalata bağlı olması ve dövizdeki sürekli artış başlıca sorunlardandır. Bu nedenle çok yükselen maliyetler, doğrudan veya dolaylı olarak alınan vergilerin ağırlığı nedeniyle üretim kazanç getirmiyor” denildi. Bu sebeple çiftçilerin üretimden uzaklaşarak şehirlere göç ettiği ve bunun da yeni sosyal sorunlara yol açtığı vurgulandı.
Açıklamada, küçük aile işletmelerinin yüksek maliyetleri nedeniyle teknoloji kullanımlarının zorluğuna da değinildi.
‘Üreten değil, pazarlayan kazanıyor’
Üretilen ürünlerin pazara sunulması sürecinin şeffaf olmaması ve çok aracılı olması nedeniyle üretenin değil, pazarlayanın kazandığının altı çizilen açıklamada, hükümetin çıkarmayı düşündüğü “Hal Yasası’nın ise, tüccarlar yerine özellikle küçük üreticileri kollayan bir şekilde düzenlenmesi ve üreticilerin ürünlerini tüketiciye doğrudan ulaştırabilecekleri kanalların açılması gerektiği ifade edildi.
‘Tarım alanları güvenlik kaygısıyla kullandırılmıyor’
Açıklamada, ülkedeki tarımsal arazilerin önemli bir bölümünün “güvenlik” kaygısıyla kullanılmadığı ya da kullandırılmadığına da dikkat çekildi. Bu konuda “Bu da üreticileri topraktan kopararak şehirlere göçe zorluyor. Dolayısıyla bu bölgelerde bitkisel ve hayvansal gıda üretim düşüyor. Bu konuda da gerekli yasal ve yapısal düzenlemelerin yapılması ve geri dönüşlerin sağlanması gerekiyor” denildi.
‘Tarım alanları ranta feda ediliyor’
Köyden kente göçlerle birlikte sürekli büyüyen şehirlerin yarattığı yerleşim yeri talebinin, kent çevrelerinde bulunan verimli tarım alanlarının imara açılması baskısını beraberinde getirdiği üzerinde de duruldu. Bu alanların rant uğruna sürekli feda edildikleri belirtilen açıklamada, kentte artan nüfusa karşılık halka gıda üreten alanların daraldığını ve bunun yeni beslenme sorunlarına yol açtığına işaret edildi.
‘Destek üretici yerine mülk sahibine veriliyor’
Tarımsal desteklemelerin ise, üretime teşvik edilecek üretici yerine mülk sahibine verildiğini, destekleme uygulamalarının herhangi bir bilimsel çalışma sonucunda değil, tamamen politik gerekçelerle hayata geçirildiği belirtildi. Buna karşı üreticinin kaygı duymadan üretim yapacağı yasal güvencelerin olması gerektiği vurgulandı.
Yine üreticinin haklarını savunması gereken örgütlerin yetersiz ve işlevsiz olduğunu eleştirisinde bulunulan açıklamada, bu örgütlerin bünyesinde uzman kişilerin bulundurulması önerisinde bulunuldu.