Dersim’de ormanlar cayır cayır yanmaya devam ediyor. DKÖ’ler ve duyarlı halkın tüm söndürme çabalarına rağmen yangın geniş bir alanı kaplayarak devam ediyor. Yangın bölgesindeki yaylalarda bulunan insanlar, hükumete,”Yaylacılığı bizi yakmak için mi teşvik ediyorsunuz.Madem köylülere yaylalara çıkın diyorsun peki başımızdan aşağı helikopterlerle neden bomba atıyorsun” diye seslendi.
Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Aliboğazı bölgesinde 15 gün önce top atışları ve helikopterlerin bombardımanı sonucu çıkan yangın, Zengi, Kozluca vadisi, Taşbaşı, Tanzi, Piamli Mezrası, Değirmendere, Zogar, Boydaş ve Çakmaklı yaylalarını da içine alarak, giderek büyüdü. Yangının sürdüğü dağ köyü yaylası Çakmaklı’da bulunan yaylacılar, kaygılarını anlattı.
‘Asker helikopterle bombaladı’
Yaylaya yakın ormanlık alanın 16 gündür yandığını söyleyen Xezal Doğan, yangının askerler tarafından başlatıldığını söyledi. Xezal, “16 gün önce sabah asker karakola eşya götürmeye köye geldi. Askerler geri döndükten hemen sonra iki helikopter köyün bulunduğu ormanlık alanda uçtu. Önce köyümüze yakın bir alana sonra da köyü çepeçevre saran ormanlık alana bomba atıp gittiler. Helikopterlerin köye bomba attıklarını ben ve tüm köy gözü ile gördü” dedi.
‘Bizi yakmak mı istiyorsunuz?’
Hükümetin yaylacılığı teşvik etmek için köylülere,” Yaz oldu mu yaylalara çıkın” dediğini hatırlatan Xezal ,”Yaylacılığı bizi yakmak için mi teşvik ediyorsunuz? Madem köylülere yaylalara çıkın diyorsunuz peki başımızdan aşağı helikopterlerle neden bomba atıyorsunuz? Her şeyimizi yakıp yıktınız. Ne istiyorsunuz bizden?” diye sordu.
‘90’lı yıllardan bu yana değişen bir şey yok’
Devletin yıllardır bu bölgeye özel politikalarla yöneldiğini söyleyen Gülperi Doğan ise,” Çocuklarımız yoksul, bizler yoksul. Çocuklarımıza iş ve meslek kapıları kapalı. Köy yakılmalarına daha fazla dayanamayıp köyden metropollere göç eden insanlarımızın tamamı yoksul. Göç edenler geri dönmek isteseler dahi geri dönecekleri bir evleri kalmadı artık. Hepsi bombalandı ve yakıldı.1990’lı yıllarda bizi ve yaşam alanlarımızı nasıl yaktılarsa bugün de aynı şekilde yakmaya çalışıyorlar. Bu bölgede değişen hiç bir şey olmadı” diye konuştu.
‘Askerler yüzümüze karşı savunsunlar’
Devletin orman yangınlarını inkar ettiğini belirten Gülperi,”Neyin inkarıdır bu? Kendi gözlerimizle gördük. Askerler gelip yüzümüze karşı savunsunlar bakalım yalanlarını. Ben ve tüm köy helikopterin ormanı nasıl yaktığını gördük. Bunu inkâr edemezler” dedi.
‘Devlet köylerimizden çıkarmak istiyor’
Yıllardır yaylacılık yaptığını belirten Gülperi, yaylaların çatışma bahanesiyle yakıldığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Ben uzun yıllardır yaylaya geliyorum. Bu bölgede herhangi bir çatışmaya şahit olmadık. Bu bölgenin yakılmasının asıl sebebi bölgeyi insansızlaştırmaktır. Bölgeyi insansızlaştırmak isteyenler bu bölgelerde HES gibi projelerin yapılması istiyor. Bu bölgeyi çatışma bölgesi olarak gösterenler yalan söylüyorlar. Burada yıllardır yaşayan bizleriz. Çatışma yaşansaydı görürdük. Devlet başımızda helikopterlerle bizleri korkutup köylerimizden çıkarmayı planlıyor.”
‘Mezarlıklarımız yandı’
Uzun yıllardır bölgede yaylacılık yapan Birsen Yıldız ise, bölgenin helikopterlerle bölgenin bilinçli bir şekilde yakıldığını söyleyerek, “Bu topraklarda yıllardır yaşam var. Evlerimiz var, çocuklarımız var, ölen yakınlarımızın mezarları var. Yıllardır bizlerin yaşam alanlarına saldırıyorlar. 38’de ve 90’lı yıllarda yine köylerimiz ve ormanlarımız askerler tarafından yıkıldı, yakıldı” diye konuştu. “Bize, ‘ya ölün ya da gidin’ diyorlar” ifadelerini kullanan Birsen, “Bu topraklarda nice yıllarımız geçti. Mezarlarımız burada. Ormanları havadan bombalayarak yaktılar. O ormanlarda köy mezarları vardı. O mezarların hesabını nasıl verecekler. Büyüyen çocuklar ölen büyüklerinin mezarını aramazlar mı?” diye sordu.
Kaynak: Jinnews