Jin News’in haberine göre Van’ın İpekyolu ilçesinde 1’i polis 3 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili işkence edilerek gözaltına alınan Şahin ailesinin ardından bu kez Edremit ilçesinde Özer ailesi aynı uygulamaya maruz kaldı. Önceki gün Özer ailesinin ikamet ettiği Yeni Mahalle’deki evine arama izni olmadan baskın yapan polis, aynı aileden 5 kişi ve Şükran Yıldız’ı gözaltına aldı. 4’ü çocuk 17 kişinin bulunduğu eve yapılan baskında 78 yaşındaki Makbule, Hadi, Medeni, Übeydullah ve Emrullah Özer ile Şükran Yıldız 3 saat boyunca işkence edildi.
Gözaltına alınan 6 kişi hala Emniyet’te tutulurken, ailenin diğer üyeleri, baskın sırasında yaşananları anlattı.
‘Ya evi boşaltırsınız ya da tararız’ anonsu
Evde oturdukları sırada bir anda siren sesi duyduklarını belirten aile, “ya evi boşaltırsınız ya da tararız’ anonsuyla birlikte evin polis tarafından kuşatıldığını söyledi.
Aile, devamında yaşananları şöyle anlattı: “Hepimiz bir anda toplanarak dışarı çıktık. Polis bizden ifade vermemizi beklediler. ‘Eliniz kafanızın üzerinde hepiniz yere uzanın’ dediler. Annem, babam ve çocuklarla beraber hepimiz yere uzandık. Abimi kalkan olsun diye yanlarına çağırdılar. Abim kalkan oldu. Önce ona ‘evinizde yabancı bir kadın var kim’ dediler. Abim yeni geldiğini kim olduğunu bilmediğini söyledi. O sırada Makbule ile tedaviye gelen Şükran diye bir kadın da bizdeydi. Makbule çıkıkçı. Biz Şükran’ı tanımıyoruz. Bizim evimize günde 20 kişi girip çıkıyor. Şükran’da Makbule’ye karnı için gelmişti. Tedavisini olup gitmek üzereydi o sırada, baskın oldu. Bize de sordular ama tanımadığımız için bir şey söyleyemedik.
Gözümüzün önünde darp etmeye başladılar
Sonra ‘siz söylemeseniz de biz biliyoruz’ diyen polis Şükran’ı yanlarına aldı. Tedavi için gelen Şükran’ı aldılar yere yatırdılar. İsmini sordular ‘Şükran Yıldız’ dedi. Kod isim mi kullanıyor diye kimliğine baktılar, gerçek ismi olduğunu gördüler. Ondan sonra bizim gözümüzün önünde onu darp etmeye başladılar. Şükran darp edilirken Makbule’nin dili tutuldu. Konuşamadı kekelemeye başladı. O felç geçirince akrabalardan biri fenalaştı. Biz tepki verdik çocuklar korktukları için ağlamaya başladılar. Yeğenim 4 yaşında. Şükran’ı gözünün dönünde darp ettiklerinde korktu ve ağlamaya başladı. Polisler kafasına silah dayayarak ‘şunun gözünü kapatın yoksa kafasına sıkarım’ dediler. Daha sonra bize silah doğrultarak ‘tepki vermeyin çocukları da susturun’ dediler. Biz ‘çocuklar korkuyor nasıl susturalım’ deyince ‘o zaman biz yukarda görüşelim’ hanımefendiyle dediler. Şükran’ı yukarı götürdüler.
Üzerine çıkıp yumruk attılar
Kafamızı kaldırmamıza dahi izin verilmedi. Şükran’ı götürerek önce evin koridorunda darp etmeye devam ettiler. Akrabamızın çocuğu yukarıda kalmıştı. Polis benim gözetimimde ‘git kızını al’ dedi. Çocuğun annesi o an Şükran’ın darp edildiğini görünce çığlık attı. Polisler Şükran’ın üzerine çıkmış yumruk atıyormuş. Çığlıklar duyulmasın diye evin bütün cam ve kapılarını kapattılar. Akrabamız aşağı indiğinde Şükran’ın ‘Ben bir suç işlemedim bana neden böyle yapıyorsunuz? Çantam eşyalarım her şeyim orada açın bakın’ dediğini duyduğunu söyledi.
3 saat işkence ettiler
Darp ve çığlık sesleri duyuyorduk ancak yukarıda neler yaşandığını bilmiyorduk. Şükran’ı yukarı götürdüklerinde saat 23.30 idi ve saat 02.45’e kadar onu darp ettiler. Aşağıda bize ağza alınmayacak küfürler ettiler. Bizi ‘İstersek sizi burada öldürürüz. Bizim buna yetkimiz var’ diyerek tehdit ettiler. Yerimizden kalkmamıza dahi izin vermediler. 3 saatten fazla dışarıda betonun üzerinde oturduk. Şükran’ın sesi geldiğinde de yanımızdaki polisler yukarıya ‘sessiz olun’ diye bağırıyordu.
Nerede söndürüldüğü belirsiz izmaritler vardı
Kimlikleri topladıkları sırada Şükran’ı aşağı indirdiler. Ancak Şükran yürüyemiyordu, ayakları tutmuyordu. Şükran’ın yüzünü görmedik, saçlarıyla yüzünü kapatmışlardı. ‘Kafanı kaldırırsan sıkarız’ dediler. Ailenin erkeklerini ve Makbule Özer’i aldılar. Onları araçla Emniyet’e götürdüler. 2 kişiye de tutanak tutturmak istediler. Orada boş kağıda imza atmayı dayattılar. Onlar kabul etmeyince ‘bizimle Emniyet’e geleceksiniz’ dediler. Emniyet’te tutanak tutulduktan sonra eve geldik. Eve döndüğümüzde hala olayın ciddiyetinin farkında değildik. Ta ki eve girene kadar. 3 katı da darma duman etmişlerdi. Şükran’ın sırtında sopalar kırmışlar, her tarafta kırık sopalar vardı.
Odanın içi sırılsıklamdı. Dolaptaki buzlukları çıkarmışlardı. Dolapta ne kadar su varsa getirmişlerdi. Odada kırık sürahi de vardı. Yerlerde onlarca izmarit vardı ama söndürüldüğü yer yoktu. İzmaritleri ne suyun içine atmışlardı ne de parkenin üzerinde söndürmüşlerdi. Söndürülmüş olarak parkenin üzerinde duruyordu. Yerlerde ıslak havlular vardı. Bir kaç sefer bayılmış olmalı ki bir polis yanımıza geldiğinde ‘fahişeye bak durmadan bayılıyor’ dedi. Odada devrilmiş yatağın altından bir tutam saç çıkardık.
Suç duyurusunda bulunacak
Baskın öncesi komşulardan evlerinin önüne panzerlerin konuşlandığını öğrendiklerini bu yüzden kimsenin evden çıkmasına izin vermediklerini söyleyen aile, İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvurduklarını durum netleştikten sonra ise suç duyurusunda bulunacaklarını aktardı.
