Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Ağırdır, “Bu seçimin birinci kazananı Tayyip Erdoğan, ikinci HDP, üçüncü MHP’dir” dedi.
Ağırdır’ın açıklamalarından bir kısım şöyle:
MHP’nin oyu nasıl arttı?
Şu anda çok hızlı yorum yapıyoruz. İlçe ilçe, sandık sandık analiz yapıp, 30 Temmuz’da bu analizleri kamuoyuna açıklayacağız. Bugünden hızlıca baktığımda; partisinin son dönemdeki uygulamalarından rahatsız olan ama kimlik ve kutuplaşmanın dışında da düşünemeyen, eli CHP ya da İYİ Parti’ye gitmeyen AK Parti seçmeninin buraya kaydığı anlaşılıyor. İkinci tespitimiz şuydu: MHP, İYİ Parti’nin ortaya çıkışından sonra beklendiği gibi düşük oylara inmemişti ya da İYİ Parti hiçbir zaman o beklenen oylara yükselmemişti. Özellikle metropolün nimetlerine öfkeli ve kızgın gençlerde hem AK Parti hem CHP Türkiye ortalamalarının gerisinde, MHP ve HDP ise daha fazla oy alıyor. Aslında bu gençlerin birinci partisi hâlâ partisizlik veya siyasete tepki. Sanırım MHP’deki bu artışın bir sebebi de o gençlikten aldığı oy.
Cumhur İttifakı ile Meclis’te birliktelik sürer mi? Sözgelimi; 2019’daki yerel seçimlerde yine bir ittifak olabilir mi?
İki yıl sürecektir. 2023 seçimlerine kadar süreceğini sanmıyorum. Dün Devlet Bey’in konuşmasında söylediği iki önemli cümle var. Birincisi: MHP kilit parti, ki doğru. İkincisi; “Denge ve denetleme görevini vatandaş bize verdi” diyor. Bu mesaj AK Parti’ye. Yani ben baştan beri Devlet Bey ve MHP’nin sadece kendi ikbali için değil, devlette de var olan bir zihniyetin temsilcisi olarak iktidara ortak bir ittifak içinde olduklarını var sayıyorum. Şimdi o zihniyet, “Ben buradayım ve seninle güçlü bir koalisyon içindeyiz” demiş oldu. Uyum yasalarında bir sorun beklemiyorum. Ama asıl daha sonra, reel sorunlarla karşı karşıya geldiğimizde muhtemelen gerilimler başlayacaktır.
Bu tablo yakında CHP’de değişiklik olacağı sinyalini veriyor mu?
Yalnızca CHP değil, çıkan tablonun tüm partilerde bir şeyleri değiştirmesini umut ediyorum. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu problemler sadece emekli maaşında düzeltme ya da katsayı hesabını nasıl yapacağımız meselesi kadar basit olabilseydi keşke. Türkiye’nin temel bir problemi var. Ortak yaşama iradesini güçlendirme, yeniden bir arada yaşama duygusunu üretmek, devleti yeniden tanzim etmek, şeffaf denetlenebilir hale getirmek, en önemlisi hepimizin kendimizi içinde bulacağı, toplumsal uzlaşmaya dayanan sivil anayasayı yapmak. Kimlikleri aşan bir hayat inşa etmemiz lazım. Bunun için ya partilerden birinin dönüşmesi, hiç olmazsa parlamentoda uzlaşma zemini gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında “AK Parti’ye verilen mesajı aldıklarını” söylemesini böyle okuyabilir miyiz?
Ve arkasından söylediği bazı cümlelerden de bunu okumak mümkün. Mesela “Bütün kimliklere, özgürlük alanına, yaşam tarzına saygı duyacağız” gibi. Bu kutuplaşma kendi kendine bu hale gelmiş değil. Bütün siyasetçilerin ve ülkeyi yöneten olarak Tayyip Bey’in de elbette rolü var. Şimdi bunu aşmak da bu siyasetçilerin elinde. Sizin söylediğiniz CHP tarafındaki lider meselesi bu seçim sonuçlarıyla halledilecek görünüyor. Muharrem Bey’in önünde Kemal Bey veya partinin duracağını sanmıyorum. Öyle bir gerilim beklemiyorum. Belki de Kemal Bey, seçim öncesindeki ittifak arayışlarında İYİ Parti’ye 15 vekil vermek gibi çabalarına bakılırsa umuyorum ki hiç gerilim olmadan nazik bir şekilde devredecektir. Ama CHP’nin meselesi keşke sadece lider değiştirmekten ibaret olsaydı.
Nedir CHP’nin meselesi?
CHP’nin hem örgütte hem söylemlerinde değişime ihtiyacı var. Muharrem Bey bunu başarır mı göreceğiz. Başaramazsa bir dahaki seçimleri de kaybederler.
‘2 sene sonra yine erken seçime gideriz’
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a da konuşan Ağırdır, “Türkiye’yi neler bekliyor” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Görmemiz lazım… Bir şey söylemek için erken. Var olan problemlerini henüz bu seçim sürecinde çare söyleyenini görmedim. Yani kimlikleri kutuplaşmayı aşan, yeniden biz olma duygusunu üretecek bir projeyi henüz hiçbir adaydan duymadım. Dolayısıyla var olan seçim sürecinde söylemlerinden ve politikalarından devam edeceklerse karanlık günler bekliyor. Ama değişim umudu varsa önce AKP’de ve CHP’de ya da parlementoda en azından uzlaşma imkanı üretebiliyorlarsa bir umut var. Yoksa bu seçimler kostümlü prova olmuş olur. İki sene sonra yeniden seçime gideriz. Türkiye var olan problemlerini sadece kendi kimliğine sıkışan siyasetler mantığıyla çözemez.”