Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ve tecritte karşı İzmir’de 3 günlük açlık grevi eylemi başlattı. Buca Kırıklar Hapishanesi önünde yapılan açıklamada “Dayanışmayı yükseltelim, tecridi kıralım” pankartı açıldı.
Açıklama öncesi konuşan SGDF Eşbaşkanı Yaren Tuncer, Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında siyasi tutsaklara yönelik hak ihlalleri, tecrit ve işkencenin artarak devam ettiğini söyledi. Tuncer, faşizmin tutsakların iradesini kırmak ve onları değerlerinden koparmak için elinden geleni yaptığını vurguladı. İktidarın tecrit ve hak ihlalleri devam ederken bin 600’ü aşkın hasta tutsağın ölüme terk edildiğine işaret eden Tuncer, siyasi tutsak ölümlerinin münferit gibi gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade etti.
Buna karşı ESP ve SGDF olarak açlık grevi eylemi başlattıklarının bilgisini veren Tuncer, eylemin ilk üç günlük etabını İzmir’de sürdüreceklerini söyledi. Tuncer, şöyle devam etti: “Siyasi tutsaklar için, hapishanelerde tecride karşı özgürlüğü savunmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu mücadelenin sadece siyasi tutsakların aile ve yakınlarıyla devam edebileceğini düşünmüyoruz. Tüm toplumsal güçleri, gençlik, kadınlar, emekçiler, Kürtler, Aleviler bu mücadeleye destek verdikçe mücadelemiz büyüyecek ve ancak özgürlük böyle gelecek, tecrit böyle parçalanacak, biliyoruz.”
Ardından basın açıklamasını ESP Parti Meclisi (PM) üyesi Birkan Polat okudu. Faşizmin hapishanelerdeki zulmünün yeni boyutlar aldığına işaret eden Polat, her gün yeni saldırıların gerçekleştiğini kaydetti. İnfaz yakmalar, çıplak arama, kelepçeli muayene, disiplin cezaları, hak gasplarını örnek gösteren Polat, İmralı Hapishanesinde tecridin en ağır şekliyle uygulandığına dikkat çekti.
“Hapishanelerde süren faşist baskı ve tecrit siyasi iktidarın aynasıdır. Faşist saray rejiminin beka sorununu çözmek için, baskı ve terörü artırmaktan, hapishaneleri çoğaltmaktan, tecridi katmerleştirmekten başka çaresi yok” diyen Polat, bu baskı ve işkence rejiminin halkların isyanını bastırmak için olduğunu kaydetti.
‘Devrimci tutsaklar direniyor, sıra dışarıda’
Bu nedenle sayısız devrimci, yurtsever, siyasetçi, insan hakları savunucusu, avukat, gazetecinin hapishanede olduğuna işaret eden Polat, “Bunun için hapishaneler bir ‘içeri’ değil, ‘dışarı’ sorunu. Devrimci, yurtsever tutsaklar bütün bu koşullara boyun eğmeden direnmeye, üretmeye, yaşamın içinde olmaya devam ediyor. Sıra ‘dışarı’da” ifadelerini kullandı.
Şimdi politik tutsaklarla dayanışmayı yükseltmenin, tutsakların sesi olmanın, tecridi kırmanın, mücadeleyi ortaklaştırmanın ve büyütmenin zamanı olduğunu vurgulayan Polat, siyasi parti, örgüt, sendika, emek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, sanatçı ve aydınlara şu çağrıda bulundu: “Hasta tutsakların serbest bırakılması; yayın yasağı-sınırlaması ve görüşçü engeli gibi tüm hak gasplarının kaldırılması; yeni infaz uygulamasının iptali; infaz yakma ve sürgün sevklerin durdurulması; İmralı Hapishanesinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit terörünün son bulması, avukatları ve ailesiyle görüşmesinin sağlanması için bir araya gelelim, birleşik mücadeleyi yükseltelim!” (ETHA)