Haber Merkezi- 6 Mayıs 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının üzerinden 50 yıl geçti. Üç fidanı anmak için Emek Partisi ve Emek Gençliği tarafından Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüyüş düzenlendi. Ancak polis keyfi bir şekilde pankartlı ve sloganlı yürüyüşe izin vermedi.
Emek Gençliği adına açıklamayı okuyan Yusuf Akın, “Yoldaşlarımızın idamlarının üzerinden tam 50 yıl geçti. Onlar on binlerin katılacağı etkinliklerle ilk günkü gibi anılıyorlar. Çünkü eşit, özgür bir gelecek ve sınıfsız, sömürüsüz dünya özlemi her daim canlı ve güncel” dedi.
Akın sözlerini şöyle sürdürdü; “Gün emperyalizme ve tek adam yönetimine karşı birleşik emek cephesini ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlama günüdür. Gün, restorasyoncu hayallere kapılmadan, halkın gerçek egemenliğine dayanan demokratik bir anayasa ve kurucu bir meclis için devrimci demokratik mücadeleyi yükseltme günüdür”
15-16 Haziran direnişçilerinden, 68 kuşağından, EMEP Dersim il örgütü eski il başkanı Salih Gündoğan da yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “12 Mart’ta, 12 Eylül’de mücadele veren devrimciler bedenlerini siper ederek yoldaşlarını korudular. Biz de buradan ders çıkararak, devrimci bir ülke yaratacağız. Tarih boyunca devrim ve sosyalizm mücadelesi hiç susmamıştır ve susmayacaktır. Biz yola devam edeceğiz, bugün 15-16 Haziran Direnişini yaratan işçi sınıfı her yerden örnek alınıyor. Bizde Denizleri örnek alıyoruz, onların mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz”
6 Mayıs zafer günü olacak
Ardından konuşan EMEP İl Başkanı Ergin Tekin ise, “6 Mayıs direncin, direnişin, onurlu olma ve boyun eğmezliğin, halkın kurtuluş davasına ve sosyalizme bağlılığın en yakıcı ateşle sınandığı gün değil sadece, bu değerlerin, safları giderek büyüyen işçi ve emekçilerle onların genç kuşaklarının elleri ve yürekleriyle daha büyük güce dönüştürüldüğü gündür de! Her kim ki zulüm ve zorbalığa, sömürü ve baskıya karşı yürekli bir öfke duyuyorsa, emperyalist ve işbirlikçilerinin barbarlığına karşı bağımsızlık, siyasal demokrasi ve sosyalizm için kitle mücadelesini yükseltme çalışmasında birleşmelidir. Kızıldere’de, Ulucanlar’da, Nurhaklar’da, Diyarbakır işkencehanelerinde ve ülkenin tüm diğer yerlerinde yitirdiğimiz devrimcilerin uğruna can verdikleri dava ancak milyonlara mal edilerek zafere ulaştırılabilir. Mayıs’ın boydan boya çağrısı budur! 6 Mayıs eninde sonunda bir gün zafer günü olacak!” dedi.
OHAL’den bu yana alışkanlık devam ediyor
Dersim Baro başkanı Kenan Çetin de yaptığı konuşmada, polisin müdahalesini eleştirerek “Dersim’de OHAL’den bu yana kalan bir alışkanlık devam ediyor.” dedi. Denizler’in Dolmabahçe’de Amerikan askerlerini protesto gösterilerini hatırlatan Çetin “O gençlerin bağımsız bir ülke düşü vardı. 50 yıl sonra bugün ülkeyi yönetenler kendi anayasalarını dahi tanımamaktadırlar.” dedi.
Yürüyüş hakkını engelleyemezsiniz
Çetin; hukukçuların bugün Halit Çelenk’i de andıklarını söyleyerek “Demokratik bir ülkede demokratik yasaların olması gerekiyor. Toplanma, gösteri yürüyüşünün de anayasal bir hak olduğunu Anayasa’nın 90. Maddesiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle, ulus üstü sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Ülkeyi yönetenler, ili yönetenler sizler anayasal suç işliyorsunuz. Kanunlar var, daha sonra genelgeler, tüzükler gelir. Bugün kolluğa verdiğiniz emirle kitle örgütlerini, siyasi partileri, gençleri, halkı, kadınları kaldırıma çıkartamazsınız. Anayasal suç işleme hakkını size tanıyanlar yarın sizi korumayacaktır. Toplantı, yürüyüş, gösteri yasası açıktır; büyük bedellerle kazanılmış toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını yasaklayamazsınız! Bu ülke halkların özgürlüğüne demokrasiye demokratik bir ortama özgürlüğün dünyasına kavuşacaktır.” diye konuştu.