İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hapishanelerden gelen başvurulara dayanarak oluşturduğu Ekim, Kasım Aralık 2021 hak ihlali raporunda Marmara Bölgesindeki hapishaneleri yanısıra toplam 20 hapishanede ki ihlalleri değerlendirdi.
8 yaşam hakkı ihlali, toplam 3 bin 118 ihlal
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu adına avukat Jiyan Tosun, Ümmühan Kaya ve Davut Arslan’ın sundukları raporda en çok ihlal başvurusunun olduğu hapishaneler arasında ilk sırada Silivri Hapishanesi Kampüsündeki hapishaneleri ve Tekirdağ Hapishanesi yer alıyor.
En çok ihlal Kasım 2021’de gerçekleşti. Toplam 89 başvurunun yer aldığı raporda, şikayetlerin 76’sı siyasi tutuklulardan geldi.
Başvurularda bir değil bir çok ihlal bildirimi yer alıyor: Ekim’de yapılan 32 başvuru içinde bin 100, Kasım’daki 33 başvuruda bin 268, Aralık’taki 24 başvuruda ise 750 ihlal yer aldı. Derneğe toplam 2 bin 540 ihlal bildirimi ulaştı.
Komisyonun da basın yoluyla tespit ettiği 578 ihlalle birlikte rapora üç aylık dönemde 3 bin 118 ihlal girdi. Bunlar arasında en vahimi 8 yaşam hakkı ihlali oldu.
Yaygın işkence
Rapora göre ihllalerin başında işkence, darp ve kötü muamele geliyor. Onları, “terör” kimliği dayatması, keyfi nedenlerle kınama ve soruşturma cezası ve zorla sevkler izliyor. Raporda verilen sayılara göre en az 85 kişi zorla sevk ettirildi. 50 kişiye işkence uygulandı ve 126 kişiye ya kınama cezası aldı ya da hakkında soruşturma başlatıldı.
Askeri nizamda sayım dayatması
Tutuklulara yönelik fiziki saldırılar arasında raporda öne çıkanlar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın, hücre aramaları, işkence, kötü muamele, ırkçı ve ayrımcı yaklaşımlar, ölümle tehdit ve hücre aramalarına polisin girmesi. Bunun yanında siyasi tutukluların “bağımsızlar” koğuşlarına geçmeye, askeri nizamda tek sıra halinde ayakta sayım vermeye zorlanmaları ve sağlık ve tedavi hakkı ve pek çok alanda ihlal raporda yer alıyor.
Çıplak arama
Bütün ihlaller arasında, üç aylık dönemde en yoğun yaşanan ihlalin çıplak arama uygulaması olduğunu ifade eden İHD Komisyonu üyeleri, “Arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmiş, çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla çıkarılmış, mahpuslardan diz çökmesi istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslar fiziki saldırıyı da aşan işkencelere uğramışlardır” dediler.
Yasa dışı uygulamaya direnenlere de görevli memura direnmekten davalar açıldığı ancak tutukluların şikayetlerinin ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararlarıyla düşürüldüğü rapordaki bilgiler arasında.
Yeni konsept ve tecrit ve “infaz yakma”
Salgınla birlikte tüm hapishanelerde tutuklu ve hükümlülerin “toplumsal varlık”larına yönelik yıkıcı uygulamaların yoğunlaştığına, “sohbet, çoklu sporlar” için tanınan hakların kaldırıldığına aile ve yakonları dahil dış dünyayla bağlarının ciddi olarak zayıflatıldığına dikkat çekilen raporda “mahpusların sert bir şekilde dışarıdan izole edildiği ve tyalnızlaştırıdıkları” tespitine yer verildi.
Rporda şartlı salıverilme ve açık ve yarı açık hapishanelere nakil sürelerini tamamlamış olan ‘iyi hal’ değerlendirmesi adı altında bu haklarından mahrum bırakılmaları uygulamalarının yaygınlaştığı kaydedildi. Kaldıkları koğuşlar, hesabına kim tarafından para yatırıldığı gibi öznel ve keyfi ölçütlerle, hükümlülerin hapishanede geçirecekleri sürelerin hapishane idarelerince tayin edilmekte olduğu belirtildi.
Komisyon üyeleri hapishanelerde özellikle siyasi nedenlerle kalmakta olanlara yönelik “düşmanca davranış”ın yeni bir norm olarak ugulandığı konusunda alarm verdiler.