Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Mesken kırsal mahallesinde 21 Kasım 2021’de çoban Musa Çelik’in öldürülmesine dair tutuklanan korucubaşı Şükrü (Şirin) Akçay ile kardeşleri Veysi ve Mahsum Akçay hakkında açılan dava, 29 Eylül 2022 tarihinde karara bağlanmıştı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberde mahkeme, korucubaşı Şükrü Akçay’a müebbet hapis cezası vererek, “haksız tahrik” ve “iyi hal” iddialarıyla cezayı 12 yıl 6 aya düşürmüştü. Mahkeme, Veysi Akçay’a “haksız tahrik altında silahla tehdit” suçundan 1 yıl 8 ay ceza, Mahsum Akçay hakkında ise beraat kararı vermişti. Veysi ve Mahsum Akçay tahliye edilirken, Şükrü Akçay’ın ise tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.
Midyat Ağır Ceza Mahkemesi, kararının gerekçesinde ise, sanık Şükrü Akçay’ın öldürme kastının olmadığını öne sürmüş, cezadaki indirime “sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini” gerekçe yapmıştı.
İlk mahkeme tahliye etmedi
Çelik ailesinin avukatları ile sanık Akçay kardeşlerin avukatları, dosyayı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, korucubaşı Akçay ve kardeşleri hakkında verilen cezayı “hukuka uygun” görerek, Şükrü Akçay’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, kararının gerekçesinde, “Verilen hapis cezasının miktarı, atılı suçun niteliği ile tutuklu kalınan süre, atılı suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu ile atılı suçu işlemesindeki kişilik özelikleri itibariyle kaçma ihtimallerinin kuvvetli bulunması, tutuklama gerekçelerinde lehe değişiklik olmaması nazara alınarak adli kontrolün yetersiz kalacağı değerlendirilmekle(…)” ifadelerine yer verdi.
‘Uzun tutukluluk’ tahliyesi
Akçay’ın avukatı, kararı bir üst mahkeme olan Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne taşıdı. Mahkeme, Akçay’ın tahliyesine karar verdi. Tutuklulukta kalınan 20 aylık süreyi tahliyeye gerekçe yapan mahkeme, kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Delillerin toplanmış olması ve karartılma ihtimalinin bulunmaması, tutuklu kalınan süre, tutukluluk süresi nazarında tedbirin infaza dönüşme ihtimali, kasten öldürme suçunun haksız tahrik etkisi altında işlendiği ya da meşru savunma halinde işlendiği hususlarında yoğunlaştığı, bu itibarla temyiz kanun yolu sürecinde telafisi imkansız zararların doğması ihtimali, kaçma ihtimalinin adli kontrol ile bertaraf edilebileceğinin değerlendirilmesi ve bu aşamada tutukluluğun orantısız bir tedbir olarak görülmesi hususları hep birlikte nazara alınarak tahliyesine(…)”