Merkez Konsey üyeleri Dr. Yaşar Ulutaş’ın aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesine tepki gösteren TTB Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Sağlık Bakanlığı’nı yasaların tanımladığı görevleri ve kamusal sorumluluklarını engellemeye çalışmakla suçladı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi olan Dr. Yaşar Ulutaş’ın, 24 Ocak 2018 tarihinde yayınladıkları “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı bildiri sonrası hakkında başlatılan soruşturma sonucu aile hekimliği sözleşmesi feshedildi. Yayınladıkları bildiri nedeniyle Dr. Ulutaş, diğer konsey üyeleri ile birlikte 30 Ocak’ta gözaltına alınıp, daha sonra serbest bırakılmış, ancak Sağlık Bakanlığı tarafından haklarında idari soruşturmalar başlatılmıştı.
Adana Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şubesi üye ve yöneticileri, İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklaması ile duruma tepki gösterip, Ulutaş’ın görevine iadesini istedi. Açıklamada TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal ile sözleşmesi feshedilen Dr. Ulutaş da yer aldı.
Dr. Ulutaş, yaptığı konuşmada hekimler her zaman yaşamı ve sağlığı önceleyen davranışları savunduklarını ifade etti.
Dr. Ulutaş, “Türk Tabipler Birliği’nin yapmış olduğu açıklama her türlü çatışma durumunda evrensel ilkeler çerçevesinde insan sağlığının, yaşamının ve doğanın korunması için gerekli önlemleri alma ve çatışmalara neden olan koşulları ortadan kaldırma yükümlülüğü bulunan otoritenin, ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturan, sivillerin etkilendiği çatışma sürecine gidişi sona erdirmek için adım atması talebidir. Ben bir hekim, bir insan ve TTB Merkez Konseyinin bir üyesi olarak Anayasa ile güvence altına alınmış düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdiğim için ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı metnin yayınlanmasını onayladım” dedi.
‘Düşüncelerini ifade edemeyen hekimler isteniyor’
Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal ise, haklarında açılan davada beraat etmelerine rağmen TTB Merkez Konseylerine idari soruşturma açılmasını eleştirdi. Dr. Ulutaş’ın sözleşmesinin 19 Kasım’da Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün isteği ve Adana Valiliği’nin onayıyla feshedildiğini paylaşan Hilal, AKP’nin hekim ile birlikte hastaları da cezalandırdığını ve düşünmeyen, düşünsel olarak düşüncelerini ifade etmekten korkan hekimler ve yurttaşlar yaratmak istediğini iade etti.
Dr. Ulutaş’ın yanında olduklarını ve her türlü hukuki yola başvuracaklarını ifade eden Hilal, “Hayatını insan yaşamına adamış bir mesleğin mensupları olarak bir kez daha ifade ederiz ki, düşüneceğiz ve düşündüklerimizi ifade edeceğiz. Ölüme karşı yaşamı savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz. Bu hekimlik olarak varlık sebebimizdir” dedi.
TTB başkanı: Faaliyetlerimize müdahale
TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ise, Sağlık Bakanlığınca daha önce aynı gerekçeyle TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör’ün aile hekimliği sözleşmesinin feshedildiğini hatırlattı.
TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz’ın da devlet memurluğundan çıkarılma talebi ile Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini belirten Adıyaman, yine Bakanlık kendi bünyesinde çalışan üç konsey üyesi hekimin cezalandırılarak, aynı zamanda TTB faaliyetlerine de müdahale edildiği, etkisiz kılınma ve baskı altına alınmaya çalışıldığını ifade etti. Adıyaman, “Bu uygulama ile Sağlık Bakanlığı, yasaların TTB Merkez Konseyi’ne tanımladığı görevleri kamusal sorumluluğa, hekimlik değerlerine ve insan haklarına uygun olarak yerine getirme görevlerini engellemeye çalışmaktadır” dedi.
‘Görevine iade edilsin’
Açıklamada, Adıyaman’ın Sağlık Bakanlığı’nı hiçbir hukuksal ve idari uygulamaya sığmayan anlayışından vazgeçme, yetkilerini kötüye kullanma anlamına gelen bu soruşturma ve görevden alma işlemlerini sonlandırma, evrensel insanlık değerlerini hatırlama, TTB Merkez Konsey üyeleri Dr. Yaşar Ulutaş ve Dr. Selma Güngör’ü derhal görevine iade etmeye davet etmesi ile sona erdi.