MKP dava tutsakları “49’uncu ölümsüzlük yılında Deniz, Hüseyin, Yusuf anısına” başlıklı bir açıklama yaptı.
“68 devrimci çıkışı tüm dünyada dalga dalga yayılıp kitlelerden karşılık bulurken; bir yandan da emperyalistleri ve onun kukla iktidarlarını da korkutuyordu. Dünyada da bu gerçeklik hakimdi Türkiye Kuzey Kürdistan’da da” denilen açıklamada, “Devrimci öğrenci hareketleri olarak başlayan dalga hızla işçi emekçi ve köylü kitleleri ile birleşen ve gelişen büyük bir devrimci mücadeleye dönüşmüştü 70’li yılların başlarında. Sosyalist ve demokratik devrimci mücadeleleri emperyalistlerin var oluşu bakımından büyük bir tehlike anlamına geldiğinden devrimci mücadelelinin yükseldiği tüm ülkelerde faşizmin kuralları devreye konularak askeri darbeler ve katliamlar ile binlerce komünist, devrimci, demokrat hedef alınıyordu.” ifadelerine yer verildi.
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm’in Leninizm’in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçileri ve köylüler.”
Deniz Gezmiş’in son sözlerinin hatırlatıldığı açıklamanın tamamı şöyle;
“Bu konsept doğrultusunda Türkiye Kuzey Kürdistan’da 12 Mart Muhtırası sonrası sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan hakkında idam cezası kararı çıkarıldı. Denizler; 1972 yılı 6 Mayıs’ında Ulucanlar Hapishanesi’nde idam edilerek katledildiler. Deniz’in son sözleri, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm’in Leninizm’in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçileri ve köylüler.”
“Denizler de dönemin diğer devrimci önderleri gibi, devrimci mücadelenin başarıya ulaşması, halkları ablukaya alan emperyalist hegemonyanın parçalanması gerektiğini görmüş ve bunun gerçekleşmesi için silahlı devrimci mücadelenin gerektiğini kavramışlardı. Bu anlamda devrimci pratikleri, 6’ncı Filoyu denize döküşleri emperyalizmin sömürüye karşı cepheden meydan okumanın sembolleridir.
“Deniz, Yusuf, Hüseyin’in son istekleri Taylan Özgür’ün yanına gömülmekti. Ne var ki bu istekleri gerçekleşmedi. Katledilmelerinin üzerinden yıllar geçse de mezarları başında anılmaları dahi muktedirleri tedirgin etmektedir. Ve muktedirler bu tedirginliği yaşamakta haklıdırlar. Katliamlar ile komünist devrimcilerin, yurtseverlerin fiziki varlıklarını sonlandırabilirler ancak onların mücadelelerini devrimci irade ve cüretlerini unutturamazlar. Bunu yapamadıkları gibi ardılları ölümsüz bir rehbere dönüştürürler, bu sebeple muktedirler gerçek manada hiçbir zaman emellerini gerçekleştiremezler.
“Yıllardır ezilen kesimden insanlar çocuklarının isimlerini Deniz, Mahir, Hüseyin, İbrahim, Meral, Taylan, Sinan, Mazlum koyuyorlar. Bu geçmişten gelen ve geleceğe yönelen bir özlemin en sade dışa vurumudur aslında. Kitleler ne kadar sindirilmiş, baskılanmış olursa olsun bilinçleri ve yürekleri ile sınırsız-sömürüsüz ir dünya ile komünizmden yanadırlar.
“Baskının zulmün artığı her yerde her zamanda devrimci mücadele tarihimize dönerek; ondan dersler çıkararak öğrenmek ve devrimci değerleri sahiplenişte ısrar etmek günün devrimci mücadelesini, bizleri daha da güçlü kılacaktır. Bu bilinçle Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın mücadele mirasını devralıyoruz ve onları saygıyla anıyoruz.”
Kaynak: Halkın Günlüğü