MA’dan Naci Kaya’nın haberine göre; AKP ve MHP’nin baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirmeyi hedefleyen, kamuoyunda “çoklu baro” olarak bilinen 28 maddelik “Avukatlık Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik” teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yasaya karşı Ankara’ya yürüyen ve günlerce Meclis önünde gerçekleştirilen eylemde yer alan İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Anayasa’ya aykırı olarak nitelendiği yasa teklifinin, yurttaşların hukuk güvenliğini zedeleyecek ciddi sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu.
‘Sarı barolar inşa ediliyor’
Tüm itiraz ve uyarılara rağmen teklifte hiçbir değişiklik yapılmadan Meclis’ten geçirilerek yasallaştırıldığını dile getiren Durakoğlu, düzenlemenin hayata geçirilmesiyle birçok sorunun yaşanacağını söyledi. Yasaya karşı yürüttükleri mücadelenin siyasi olarak değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Durakoğlu, “Düzenlemeyle hak ihlalleri karşısında mücadele veren barolar yine olacak. Ama aynı hak ihlallerini başka türlü yorumlayan barolar olacak. Örneğin yaşananların hak ihlali olmadığını söyleyen barolar ortaya çıkacak. Zaten kurulacak olan barolara sarı baro denmesi, bu nedenledir. Sarı barolarla, barolar tartışmalı hale getirilecek ve insan hakları için mücadele eden baroların sessiz kalması sağlanacak. Zaten temel amaç; hak ihlalleri üzerine gidecek baroları tartışmalı hale getireceği bir zemin oluşturmaktı” dedi.
‘Teklifi Feyzioğlu hazırladı’
Gazetecilikte 5N 1K kuralını hatırlatarak, “K değiniz şey Metin Feyzioğlu’nun ta kendisidir” diyen Durakoğlu, “Metin Feyzioğlu’nun bu kanun teklifinin hazırlayanlar arasında olduğunu düşünüyorum. Çok açık bir şekilde Metin Feyzioğlu’nu o koltukta tutabilmek, onun devamlılığını sağlayabilmek için getirilmiş bir yasa. Feyzioğlu ile barolar arasında yaşanan süreç değerlendirildiğinde, bu durum daha net bir şekilde gözlemlenebilir. Biz daha önce 12 baro müracaat edip, Feyzioğlu’nu Genel Kurul’a çağırıp, koltuktan indirecektik. Feyzioğlu bunu hukuksuz bir biçimde reddetmişti. Yeni düzenlemeyle 10 baronun çağırması yetmeyecek, 25 baronun çağırması ile bu mümkün olacak. Dolayısıyla Feyzioğlu ve barolar arasında yaşanan süreçlerin göz önünde bulundurularak, tedbirlerin ele alındığı bir yasa düzenlemesinden bahsediyoruz. Bu teklifin bu ibrelerden bile Feyzioğlu’nun yazdığı ortaya çıkıyor” diye belirtti.
‘Yargı ele geçiriliyor’
Baro başkanlarının ve avukatlarının günlerce süren direnişlerine rağmen iktidarın düzenlemedeki ısrarına değinen Durakoğlu, “Sanıyorum ki yargının ‘ele geçirilmesinin amaçlanmış olması’ böyle projeyi gerçekleştirmelerine neden oldu. Daha önce yargının iki ayağı ele geçirilmişti, şimdi de üçüncü ayağın ele geçirilmesi amacıyla bu proje hayata geçirilmek isteniyor. Bu bir hukuksuzluktur, bu bir adaletsizliktir. Bunun geleceğe taşınması mümkün değil. Konjonktürel olarak AKP’nin Meclis’te çoğunluğunun bulunduğu bir aşamada gerçekleştiği bir şeydir. Ama bir süre sonra tersine dönecektir. Aslında AKP içinde dahil birçok milletvekillinin konuyu ciddi bir tereddütle karşılıyor olması, pek çok şeyi anlatmaya yetiyor” diye konuştu.
‘Farklı TBB ihtiyacı doğmuştur’
Dün Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’na tepki gösteren birliğin Emek Komisyonu Başkanı ve üyelerinin görevlerinden istifa etmesine ilişkin Durakoğlu, istifaların devam edebileceği sinyalini verdi. Durakoğlu, “Çünkü avukatlar gözünde Feyzioğlu’nun herhangi bir itibarı kalmamıştır. O’nun meşruiyetinin tartışılıyor olması, O’nun bizim adımıza konuşacak konumunun bulunmaması nedeniyle de bir süre sonra çalışılamaz bir TBB’nin de ortaya çıkması kaçınılmaz bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor” ifadelerini kullandı.
‘Kararı durdurmalıyız’
Meclis’ten geçen yasal düzenlemenin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) işaret eden Durakoğlu, “CHP, AYM’ye yasanın iptal etme gerekçesiyle başvuru yapacağını açıkladı. Bu çerçevede içinde önemli olan nokta yürürlüğün durdurulmasına ilişkin bir kararın çıkarılmasıdır. Çünkü AYM kararları geriye yürümediği için, bir iptal davası açılmış olması dahil herhangi bir baro kurulursa kuruluşu takip eden süreç içerisinde AYM’nin vereceği kararın o baronun devamına engel olmayacaktır. Bu yüzdende de davanın bir an önce açılması, yürürlüğün bir an önce durdurulması hayati bir önem taşıyor. Bunu sağlayabilmeliyiz. Bundan sonra yapacağımız mücadele de bu çerçevede olacak. Bu aşamaya gelindiği zaman bizlerde nasıl bir mücadele yürüteceğimizi açıklayacağız” şeklinde konuştu.
