Bütün bir ülke karonovirüs gündemine kilitlenmişken ve adeta 80 milyon can pazarındayken AKP iktidarının rant yaratmaya dönük adımlar atmaya devam ettiği ifade edilen açıklamada; “16 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayınlayarak koruma altındaki alanları yapılaşmaya açan AKP iktidarı bugün de Kanal İstanbul Projesi için ilk ihaleyi gerçekleştirdi. Proje kapsamında bulunan Odabaşı ve Dursunköy köprülerinin rekonstrüksiyon ihalesi yapıldı. Basına yansıyan haberlere göre ihaleye beş firma katıldı” denildi.
“Kanal İstanbul için ihaleye çıkılması kabul edilemez”
Kanal İstanbul Projesinin iptali için açılmış davalarla ilgili hukuki sürecin tamamlanmamasına rağmen projeye dahil bazı işlerin ihaleye çıkarılmasının kabul edilebilir olmadığının altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Ancak bilinmelidir ki bu durumun yarattığı hukuki skandal bir yana asıl itirazımız projenin kendisinedir. Defalarca yineledik, Kanal İstanbul, İstanbul için bir yıkım projesidir. Ve ne yazık ki yapıldığında iş işten geçmiş olacaktır. Projenin yol açacağı olumsuzlukları yeniden hatırlatmanın gereği bulunmuyor ancak şu noktayı bir kez daha vurgulu hale getirmek isteriz: Kanal İstanbul, olası bir İstanbul depremi açısından büyük bir tehlike arz etmektedir.”
Korona günlerinde ihale iktidarın rant kararlılığını gösteriyor”
“İstanbulluların hayatı, can ve mal güvenliği değil ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının ihtiyacı tek belirleyici ilan edilmiştir” denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi;
Kanal İstanbul Projesindeki ısrarın başka bir izahı yoktur. Bu ısrarın “korona günlerinde” bile sürmesi ise iktidarın rant konusundaki kararlığını göstermektedir. Türkiye deprem, su taşkını, diğer doğal afetler ve son olarak da salgın hastalıklara karşı önlem almaya, altyapısını buna uygun düzenlemeye, merkezi bütçesini bu ihtiyaçlara uygun seferber etmeye zorunludur. Bunun yapılmaması açık bir insanlık suçu sayılacaktır.”