Erdoğan, İstanbul’da Mehmet Akif Ersoy’un ömrünün son günlerini geçirdiği daireyi, Mehmet Akif Ersoy Müze Evi’ne dönüştüreceklerini bildirdi.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Medeniyet, esasta bir inşa faaliyetidir, temelinde ilim ve hikmet vardır. Bizim tarihimizde ilim ve sanat insanlarının müstesna bir yeri vardır. Aklımızı kullanmamız ve geçmişten ders çıkarmamız lazımdır. Biz bu alanda zenginiz. Bize düşen görev, medeniyetimizin 3 tasavvurunu; kalbiselimi, zevkiselimi, aklıselimi kendi tarihimizde, kendi geçmişimizde aramak, bulmak, yeniden yorumlamak ve geleceğe taşımaktır.
‘Kültür-sanatta istediğimiz mesafeyi kat edemedik’
Son 16 yılda demokrasi ve ekonomide büyük devrimlere imza atan Türkiye eğitim ve kültür-sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kat edemedi. Bunun sadece devlet projeleri ve kamu imkanlarıyla sağlanması mümkün değildir. Kültür sanat alanında yeni ve büyük adımları hep beraber atacağız. Bugün medeniyet coğrafyamızın yaşadığı sorunlar ilme, tevekküle, azme yeteri kadar sarılmıyor olmamızdan kaynaklanıyor.
‘Siyasetçiyim gecekondu diyemem, kaçak yapı diyelim’
Mimar Sinan gibi ekoller oluşturacak mimarlar yetiştirmeliyiz. Ömrüne 800’e yakın projeyi sığdıran bir Mimar Sinan. Sıradan olay değil. Bunlar da kaçak yapı falan değil. Siyasetçiyim gecekondu ifadesini kullanmam zor ama hiç olmazsa kaçak yapı diyelim.
Türkiye’nin yeni Akif’lere, Tanpınar’lara, Arif Nihat Asya’lara, Kemal Tahir’lere, Dede Efendiler, Itri’ler, Neşet Ertaş’lara ihtiyacı var. Yeni Aşık Veyseller yetiştirmeden özgürlüğümüzü koruyamayız. Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlar süren ekoller oluşturacak mimarlar yetiştirmeliyiz. Ömrüne 800’e yakın bir proje sığdıran bir isim Sinan. Ve bunlar da öyle kaçak yapılar falan değil…