Mardin’in Artuklu ilçesinde bulunan 1700 yıllık Mor Yuhanna Kilisesi, mülk sahibi tarafından bir emlak şirketi aracılığıyla internet üzerinden satışa çıkarıldı. Tarihi kilise için 5 yıl önce de benzer şekilde satış ilanı verilmişti.7 milyon 250 bin liraya satışa çıkarıldığı görülen tarihi yapı, merkez Artuklu ilçesinde, Teker Mahallesi’nde bulunan ve Marangozcular Çarşısı olarak bilinen sokakta yer alıyor.
Dördüncü yüzyılda inşa edilen yapının, Hristiyanlığa ait en eski ibadethanelerden biri olduğu ve Mardin Müzesi tarafından tescilli tarihi yapı olarak kaydedildiği bilgisi de ilanın satış bilgilerine eklenmiş.
İnternetteki ilanda şu bilgiler yer alıyor:
“İçerisinde güneşe yönelik cepheli ibadet yeri mevcuttur. Tarihi kilise, bina, giriş, koridor, iki ayrı oda ve ibadetlerin yapıldığı bölümler olarak yüksek kümbetli bir yapıya sahiptir.
“Mardin Müze Müdürlüğü’nden güncel durum ve görüş bilgisi alınmış, tescilli bir yapı olduğu ve Mor Yuhanna Kilisesi olarak tescilli olduğu görülmüş, yazılı görüş alınmıştır. İçerisinde üç adet din adamı mezarı mevcuttur. İki tünel ile içeriden dışarıya doğru kapatılmış tünellerin olduğu görülmüş olup, birinin Deyrulzafaran Kilisesi’ne; diğerinin kaleye bağlandığı bilinmektedir.”
2015’te de satışa çıkarılmıştı
BBC Türkçe’de yer alan Hatice Kamer’in haberine göre, Remax adlı emlak şirketinin Mardin temsilcisi olan ve yapının satış işlemleriyle ilgilenen emlakçı Mahsum Altay, mülk sahibinin yazılı onayı ile satış işlemi için internete ilan verdiklerini söyledi. Yapının 2015 yılında bir kere daha satışa çıkarıldığını hatırlatan Altay, kilisenin mülk sahipleri tarafından yapının üç kuşak boyunca marangoz atölyesi olarak kullandığını belirtti.
“Muhtemelen Selçuklulardan önce kilise olarak kullanılmış” diyen emlak satış danışmanı Mahsum Altay, yapının İslamiyet döneminde cami olarak da kullanıldığına dair bölümlerin olduğu bilgisini ekledi.
Yaklaşık üç ay önce 7,5 milyon lira fiyatla ilana çıkardıklarını söyleyen Altay, fiyatı 7 milyon 250 bin liraya düşürdüklerini belirtti ve satış işleminin yasal çerçevede gerçekleştiğini ifade etti.
“Yasal olarak bir engel yok”
“Özel mülkiyete tabi bir yapı olduğu için yasal olarak satışı önünde bir engel yok” diyen Altay, şu bilgileri aktardı:
“Çok eski zamanlarda bir dönem ibadethane olarak kullanılmış ama son yüzyılda demircilerin olduğu bu çarşıda marangoz atölyesi olarak kullanılmış, babaları yaşlandığı için atölye de öylece kalmış, oğulları da bu işi sürdürmeyince yapıyı satışa çıkarmışlar. 2015 yılında babaları satışa çıkarmıştı ama tepki görünce süreci de yönetememişler, satıştan vazgeçmişler.”
Mahsum Altay, Süryani Cemaati’nden alabilecek kişilere de haber gönderdiklerini söyleyerek şöyle devam etti:
“Yurtdışındaki Süryani kökenlilere de haber gönderdik, ama bu arkadaşlar ciddi bir ilgi göstermediler, ilgilenenler de çok ucuz değere almak istediler. Mülkün değerinin çok altında satın almak istiyorlar, mülk sahibi de yapının dedelerinden kalma değerli bir mülk olduğunu söyleyerek düşük fiyata satmak istemiyor. Aile 12 milyon liraya satışa çıkarmak istiyordu ama daha sonra ilandaki fiyat üzerinden satışa çıkardık” dedi.
Süryani Cemaati: Biz değil, devlet bile o parayı karşılayamaz
BBC Türkçe’ye konuşan Dayrul Zahferan Kilise Vakfı yöneticilerinden olan Murat Özberk, mülk sahiplerinin kendileriyle iletişime geçtiği bilgisini doğruladı, istenilen rakamı “fahiş bir fiyat” olarak nitelendirdi:
“Mardin’de şimdi herkesin dilinde olan bir konu. Hatta bizi ‘kiliseniz satılıyor neden sahiplenmiyorsunuz’ diye bu konuda eleştirenler de oluyor ama o kadar fahiş bir rakam ile karşı karşıyayız ki, değil biz, devlet bile o parayı karşılayamaz. Cemaat olarak biz onlara, bu fiyat ile talip olamayacağımızı söyledik ama hibe etmek isterlerse, kilisemizdir, alırız, bakımını da yaparız ama onun dışında elimizden başka bir şey gelmiyor ne yazık ki.”
Kilise kişi üzerine kaydedilmiş
Mardin Kırklar Kilisesi Baş Papazı Gabriel Akyüz ise kilisenin dört ve beşinci yüzyıla tarihlendiğini söyleyerek şu bilgileri aktardı:
“Dar bir sokakta, penceresi olmayan küçük bir ibadethane, incelediğimiz kadarıyla tarihi dört ya da beşinci yüzyıla dayanıyor fakat her nasıl olmuşsa yıllar önce bir vatandaşın adına tescillenmiş, o da bir başkasına devretmiş ve tapu İ. A. adına kaydedilmiş. O da çok yaşlandığı için mal varlığını çocuklarına dağıtmış, kilisenin tapusunu da küçük oğluna devretmiş.”
Akyüz, yapının 26 Mart 2009 tarihinde Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından Mor Yuhanna Kilisesi olarak ‘korunması gereken eski eser, kültür varlığı’ olarak tescillendiği bilgisini verdi ve mülkün yeni sahibinin kiliseyi satışa çıkarmadan önce kendilerini ziyaret ettiğini, almak istemeleri durumunda kiliseyi kendilerine satmak istediğini de ekledi:
“Biz de ‘Makul bir fiyat söylerseniz düşünebiliriz, ama böyle fahiş bir fiyatı karşılamaya ne paramız var ne de bu fiyatla almak gibi bir düşüncemiz var’, dedik. Mardin’de birçok kilisemiz var, ama Mardin kültürüne katkı için turizme kazandırmak isteyebiliriz, eğer anlaşırsak burayı devralıp Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne restorasyon projesini sunar, turistik amaçla hizmete sokarız, ona da ‘Sen tüm süreçlerde görevli olarak çalışırsın, ayrıca on yıl boyunca kiliseye yapılacak ziyaretlerin gelirini de sana veririz’ dedik. Ancak bu şekilde yardımcı olabileceğimizi söyledik ama razı olmadı, internetten satış ilanı vermiş.”
Gabriel Akyüz, bölgede şahıslara tescillenen benzer birkaç kilisenin daha olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kızıltepe’ye bağlı Yukarı Ayrık Köyü’nde de kilise kadastro çalışması sırasında köyün muhtarına tescillenmiş, hayatta olan bir oğlu vardı, onu ziyarete gittik, bu bizim tarihimizdir, kilisemizdir, mülkiyetini geri istiyoruz dedik, o da akrabalarına danışıp bize haber vereceğini söyledi. Hazine adına tescillenen birkaç kilisemiz daha var.”
Satış girişimi Hristiyanları rencide edici
Mor Yuhanna Kilisesi’nin 2015 yılında satışa çıkarılması ile ilgili dönemin HDP Mardin Milletvekili Erol Dora konuyu TBMM gündemine taşımıştı.
13 Temmuz 2015 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle sunulan soru önergesinde Dora, “Hristiyanlığın kutsal ibadet yerleri olan kiliselerin şahıslarca satışa çıkarılması girişimlerinin Hristiyan yurttaşları rencide eden bir durum olduğunu” belirterek Süryani, Ermeni ve Rumlar’a ait olup, tapusu Hazine veya şahıslar adına geçmiş yüzlerce kilise veya tarihi yapının esas sahiplerine iade edilip edilmeyeceğini sormuştu.