Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde Şenyaşar ailesinin işyerini “ziyaret” eden AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile koruma ve yakınları, oy vermeyi reddettikleri için Şenyaşar ailesine saldırdı, yaralananların kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi’nde saldırılar devam etti. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan çocuklarını görmek için hastaneye giden baba Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Adil ve Celal Şenyaşar, anne Emine Şenyaşar’ın gözü önünde katledildi.
Olaya dair yürütülen soruşturma aynı gün olmasına rağmen “işyeri” ve “hastane” olarak ikiye ayrıldı. İş yerindeki saldırıya ilişkin Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 2 Nisan 2021 tarihinde karar çıktı. Katliamda babası ve iki kardeşini kaybeden, kendisi de ağır yaralı kurtulan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay; olaydan 18 ay sonra Urfa Adliyesi’ne gelip teslim olan Enver Yıldız’a ise 18 yıl hapis cezası verildi.
Mahkeme heyeti, davanın tutuksuz sanıklarından Ferit Şenyaşar’a ceza verilmesine yer olmadığına karar verirken, dosyanın diğer sanıkları Süleyman Yıldız’a 4 yıl 3 ay 22 gün, Abdurrahman Yıldız 11 ay 23 gün, Kenan Yıldız 4 yıl 8 ay 18 gün, Mustafa Yıldız’a 1 yıl 1 ay 14 gün, Mehmet Yıldız’a 6 ay 22 gün, Nihat Yıldız’a 1 yıl 11 ay 18 gün, Halil İbrahim Şimşek’e 3 yıl 9 ay, Mehmet Şimşek’e 2 yıl 6 ay 10 gün, Mehmet Yıldız’a 2 yıl 6 ay 10 gün hapis cezası verdi. Hakkında yakalama kararı olan İbrahim Yıldız’ın dosyasının ise yakalanamadığı için tefrik edildi.
Şenyaşar ailesinin avukatları ve Yıldız ailesinin avukatları kararı Antep Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can‘ın haberine göre; başvuruları inceleyen Antep Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, dosyadaki eksik hususların giderilmesini istedi. Antep Adliye Bölge Mahkemesi 2’inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını 8 Aralık’ta esastan bozdu. “Kasten öldürme”, “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın, alma veya bulundurma”, “Kasten öldürmeye teşebbüs”, “Kasten yaralama” suçlarını değerlendiren mahkeme, duruşmalı inceleme talebini reddetti.
Mahkeme duruşmada her ne kadar ölü muayene ve otopsi tutanağının okunduğunu söylese de, zabıtta okunmadığının görüldüğünü belirterek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28 Haziran 2011 gün ve 2011/1-130 esas ve 2011/149 karar sayılı ilamına; “…Somut olayda, sanıklar ve müdafilerinin hazır bulundukları duruşmada, ‘iddianame ve ekleri ile hazırlıktaki tutanaklar ve dosya içeriği okundu’ biçimindeki, duruşma tutanaklarına yansıyan soyut ifadelerin, yerel mahkemece hükme esas alınan ölü muayene ve otopsi tutanağının da okunduğu anlamına gelmeyeceği açıktır” atıfta bulundu. İstinaf, ölü muayene ve otopsi tutanaklarının duruşmada açıkça okunmaması ve mahkeme huzurunda tartışılmamasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğunu belirtti.
Birleşme kararıyla yürütülmesi zorunluluğu
Mahkeme, Adil Şenyaşar’ın canlı olarak Suruç Devlet Hastanesi’ne getirilip getirilmediğinin tespit edilerek, sanıklardan hangisinin eylemleri neticesinde maktul Adil Şenyaşar’ın vefat ettiğinin tespit edilmediği için, öncelikle birleşme kararı verilerek yargılamanın birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Mahkeme, sanık Mehmet Şimşek hakkında savunması alınmadan mahkumiyet kararı verilmesini hukuka aykırı buldu.
Fadıl Şenyaşar’a verilen cezanın eksik tayin edildiği iddiası
Mahkeme ilk haksız hareketin kim tarafından meydana getirildiği belli olmamasına rağmen tüm sanıklar yönünden yüksek mahkemenin uygulamaları da nazara alınarak haksız tahrik hükümleri kurulduğunu belirten İstinaf, haksız tahrik hükmünün uygulamasında, eylemleri ile orantılı olarak asgari hadden uzaklaşılarak indirim yapılması yerine, fazladan 2/3 oranında indirim yapılması suretiyle sanık Fadıl Şenyaşar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçları bakımından eksik ceza tayin edildiğini ileri sürdü. Mahkeme, buna etki ve tepkideki orantısızlığı gerekçe olarak gösterdi.
Katılan sanıklar Abdurrahman ve Mustafa Yıldız’ın maktul Adil Şenyaşar’a yönelik silahla basit yaralama suçundan, Mehmet Yıldız ve Mehmet Şimşek’in ise maktul Celal Şenyaşar’a yönelik olarak silahla basit yaralama eylemleri bakımından yaralanmanın niteliğinin tespit edilmeyerek, bu hususta Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadan mahkemenin gerekçesinde lehe yorumlanmasını eksik inceleme olarak görerek hükmün bozulmasına karar verdi.
Fadıl Şenyaşar ve Enver Yıldız’ın üzerine atılı kasten öldürme suçunun vasıf ve mahiyetini göz önüne alan mahkeme, tutukluluk hallerinin devamına, tahliye taleplerinin ise reddine karar verdi. Mahkeme, “Bozma kararı yönünden ise, 5271 sayılı CMK’nın 286/1 maddesi gereğince kesin olmak üzere” oy birliği ile karar verdi.
Av. Duran: Fadıl Şenyaşar kararını kabul etmiyoruz
Karara ilişkin konuşan ailenin avukatlarından Bülent Duran, istinaf kararının soruşturmanın ikiye ayrılmasının doğru olmadığını teyit ettiğini, bu anlamda kararın doğru olduğunu söyledi. Fadıl Şenayaşar’a eksik ceza verildiği ve aleyhe bozma durumuna değinen Duran, “Bunu kabul etmiyoruz. Görüntülerde de sabittir ki Fadıl Şenyaşar kardeşlerini koruyor. TCK 25’inci madde de ‘kendine ve yakınlarına gelebilecek saldırıyı bertaraf etmek gerektiren her eylem meşru müdafaadır ve beraat verilmesi gerekir’ der. İstinaf bu şekilde doğru karar vermemiştir. Beraat kararı verilmesi noktasında istinafın bozması gerekirken, Fadıl Şenyaşar kararı doğru değil. Bu da bize göre hukuka aykırıdır. Bu karar, 642 gündür Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti tutan Şenyaşar ailesinin en büyük talebi olan Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılması noktasında hukuksuzluğun devam ettiğini gösteriyor. Kaygılarımız biraz daha arttı” dedi.