İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 802. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı.
Bu haftaki eylemde, Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Güzelağaç köyündeki bir eve 27 Haziran 1994’te düzenlenen baskın askerlerce katledilen Mümine (17) ve Tayyibe Sincar (23) kız kardeşlerin öyküsüne yer verildi.
Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Sekreteri Ömer Saman şunları söyledi: “90’lı yıllarda gözaltında kaybedilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden yakınlarımızın akıbetini sormak, faillerin yargılanmasını sağlamak için kesintisiz bir şekilde sürdürdüğümüz eylemimiz için 802 haftadır bir aradayız. Biz insan hakları savunucuları olarak, son kaybımız bulunana hesap sorulana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz.
Mardin’in Mazıdağı ve Diyarbakır’ın Çınar ilçesi sınırlarında meydana gelen yangın sonucu onlarca yurttaşımız hayatını kaybetti onlarcası yaralandı. Yüzlerce hayvan öldü, doğa büyük bir tahribat yaşadı. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz. Olayın yaşandığı bölgenin afet alanı ilan edilmesi, zararların tazmini ve ihmali olan herkesle ilgili etkin soruşturma yürütülmesini talep ediyoruz.”
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi üyesi Fırat Akdeniz, Mümine ve Tayyibe Sincar’ın katledilmesine ilişkin hikâyeyi okudu. Akdeniz, “27 Haziran 1994 tarihinde PKK militanlarının Ömerli İlçesindeki karakol saldırısından sonra gece operasyon yapan Özel Harekât Timleri, Mümine ve Tayyibe Sincar’ın evine baskın yapar.
Ev baskını aile damda uyurken yapılır. Baskın direkt Tayyibe Sincar’a yönelik yapılmıştır. Özel Harekâtçılar silahlarını Tayyibe Sincar’a doğrultur. O sırada kız kardeşi Mümine ablasının üzerine kapanır. Özel Harekât Polisleri ateş ederek iki kız kardeşi orada katleder. Olaydan sonra askerler köye gelip cenazeleri almak ister ancak aile ve köylüler buna izin vermez.
Daha sonra aile olay yerine Savcı ister. Ömerli ilçesinden Savcı gelir ve olay mahallinde rapor tutar. 36 tane M-16 kovanın bulunduğu tutulan rapora geçirilir. Ailenin tüm talep ve ısrarına rağmen Savcı otopsi yaptırmaz
Askerler aynı gün köy muhtarı Mehdi Aksoy’u gözaltına alıp, 30 saat sorguladıktan sonra serbest bırakır. Köye gelen askerlerin başındaki Komutan ‘Eğer koruculuğu kabul etseydiniz, başınıza bunlar gelmezdi’ der.
Anne Türkiye; “Kızlarım itirafçı ve ihbarcıların asılsız suçlamaları sonucu öldürüldüğünü” söyler.
Aile, Ömerli Savcılığına Özel Harekât Polisleri hakkında suç duyurusunda bulunur. Ancak tüm hukuki mücadeleye rağmen sonuç alınamaz ve bu olay failli meçhul olarak kayıtlara geçer.”
Açıklama 1 dakikalık oturma eylemimin ardından son buldu.
