Ankara Tren Garı Meydanı’nda 10 Ekim 2015 tarihinde IŞİD’in düzenlediği bombalı saldırıda 103 kişinin katledilmesine ilişkin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yine karar çıkmadı.
10 Ekim Derneği’nin çağrısıyla adliye önünde açıklama yapıldı. 10 Ekim’de katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartın açıldığı anmaya 10 Ekim Ailelerinin yanı sıra Suruç Aileleri İnisiyatifi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Özgül Saki, CHP milletvekilleri Semra Dinçer, Aliye Timisi Ersever, Ali Gökçek, Rıfat Nalbantoğlu, Türkan Elçi, Aliye Coşar, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Hasan Öztürk, EMEP Milletvekili İskender Bayhan ve çok sayıda kişi katıldı.
Sık sık, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Katıl IŞİD işbirlikçi AKP”, “Katiller halka hesap verecek” sloganları atıldı. 10 Ekim’de katledilenler şahsında ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu yapıldı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen katliam davası gergin başladı.
TBB katılma talebinde bulundu
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, davaya katılmaya ilişkin talebine dair “Huzurdaki dosya Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük katliam dosyası. Bu olay belki de yüzlerce yıl sonra anılacak bu yargılama da öyle. TBB, insan haklarını korumak görevi doğrultusunda insanlığa karşı işlenen suçlar açısından açılan ilk dava olmasından dolayı katılmak en doğal hakkıdır. Katliamda hayatını kaybeden yurttaşlarımızdan biri de avukat Uygar Coşkun’du. Bu yüzden TBB’nin davaya katılımını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘IŞİD’in insanlığa karşı suç işlediğini kabul etmeniz neden bu kadar zor’
Mahkeme bunun üzerine TBB’nin davaya katılmasına karar verdi. Tanıkların dinlenmesi, kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin tam 256 talep ilettiklerini ifade eden avukat İlke Işık, “Sizinle çıktığımız duruşmalarda ise taleplerimizin büyük çoğunluğu reddedildi. Bu retler ülkenin en büyük katliamın yargılanmasını ve insanlığa karşı suç işlemeye yönelik talepleri reddetmek anlamına geliyor. IŞİD’in insanlığa karşı suç işlediğini kabul etmeniz neden bu kadar zor? Bu katliamda devletin, kamu görevlerinin sorumluluğunu asla görmediniz. Biz bu aşamadan sonra avukatlar olarak konuşmayacağız. Bundan sonra katılanlar konuşacak çünkü asıl söz onların. Biz cübbelerimizi bırakıp asıl yerimiz olan ailelerin yanına gidiyoruz” dedi.
Avukatlar cübbelerini çıkararak salonu terk etti
Bunun üzerine avukatlar cübbelerini çıkartarak, salonda ailelerin yanına geçerken, salonda bulunanlar da “Adalet istiyoruz” diyerek alkışlarla avukatlara destek verdiler.
Salonda mikrofon sorunu çözülmedi
Mahkemede, katılanlar için mikrofon olmaması üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Aileler ise duruşmada katılanlar için öncesinde mikrofonun hazır edilmemesine tepki gösterdi.
‘İnsanlığa karşı bir suç işlenmiştir’
Duruşma, verilen aranın ardından devam etti. 10 Ekim Derneği Eşbaşkanı İhsan Kocabıyık, “9 senedir hiçbir talebimiz kabul edilmedi. Geldiler, bir canlı bomba organizasyonuyla katliam yaptılar. İnsan olduğumuz için katledildik. Hiç mi merak etmediniz siyasilerin ne dediklerini? Bildiklerini sakladıklarını nasıl bilmezsiniz. Herkes bildiğini söylemek zorunda. Biz adalet ediyoruz. İnsanlığa karşı bir suç işlenmiştir” dedi.
‘Adaletten başka bir şey istemiyoruz’
Katledilen avukat Uygar Coşgun’un annesi Nuray Coşgun, “Benim torunum ömür boyunca babasını göremeyecek. Baba acısını içinde yaşıyor. Bir kere evladıma sarılmak isterim. Siz şimdi benim ‘adalet’ dememin anlamını anlayabilirsiniz. 9 yıldır biz yaşamıyoruz. Adaletten başka bir şey istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İnsanların bir arada yaşamasını istediler’
Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan, “Barış istediler sadece. İnsanların bir arada yaşamalarını istediler” diye konuştu.
‘Suç işlemiş katile işlemedi diyorsunuz’
Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik, “Ne gençler ne polisler ne de askerler ölmesinde diye buraya barış talebi için geldik. Hiç suçu olmayan çocuklar katledildi. 19 firari sanık var. Yerlerini bilmenize rağmen tutuklamıyorsunuz. Canlı bombadan sonra gaz bombası yağdırdılar. Benim oğlum nefesi kesildiği için öldü. Hiç mi görmediniz? Hiç mi vicdanınız yok? Bizim ciğerimiz yanıyor. Adalet istiyoruz 9 yıldır. Son 5 celsede insanlığa karşı suç işlemiş katile ‘işlemedi’ diyorsunuz. Bir gün sıra gelecek; o zaman biz katilleri ve yol verenleri yargılayacağız. Türkiye kamuoyu hesap soracak” ifadelerini kullandı.
‘Kamu görevlilerinin yargılanmasını istiyoruz’
Başak Sidar Çelik’in annesi Hatice Çelik, “Göz göre göre yapılan bir katliam var. Adalet için elinizden geleni yapmanızı istiyoruz. Hala rahat uyuyamıyoruz. Yaşananlar daha dün gibi. Bu sandalyeler (sanık sandalyeleri) dolu olabilirdi. Talebimiz kamu görevlilerinin yargılanması, katillerin bulunması” diye kaydetti.
‘Biz bitti demeden bitmeyecek’
Duruşmada katılan sıfatıyla söz alan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, “En büyük adalet sarayları yapılıyor ama içinde adalet yok. Bu ülkeyi yönetenler, Türkiye’nin dünyanın en büyük devletlerinden bir tanesi olduğu söylüyor. Ama 9 yıldır adalet arayan ailelerin adalet talebini söylemesi için bir mikrofonu çok görüyorlar. Çünkü işledikleri suçu gizlemek istiyorlar. Ankara’nın göbeğinde göz göre göre 103 canımızı katlettiler. Bugün bir mahkeme var. Mahkeme olduğunu söylemek mümkün değil. Burada ailelerin adalet talebi bastırılmıştır. Başbakanı, cumhurbaşkanı, bakanları, emniyeti… hepsi sorumludur. Onlar yargılanmadan, şu sanık sandalyelerine oturmadan adalet talebinin yerine gelmesi mümkün değil. Barış içerisinde yaşamak istiyorsak geçmişte yaşananların karanlıkta kalan her yönüyle açığa çıkartılması, suçluların yargılanması gerekiyor. Halkın nezdinde bu suçu işleyenlerin hepsi mahkum olmuşlardır. Bu dava biz bitti demeden bitmeyecek. Hesap sormaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘IŞİD bu katliamı tek başına yapmadı’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak, “Bu davanın barışa yönelik bir saldırının yargılanması olduğunu bilincinde olmanız gerekiyor. Bu katliamı yapanlar IŞİD’liler, ama IŞİD tek başına mıydı ona bakmak lazım. IŞİD bu katliamı tek başına yapmadı. 2 duruşma öncesinde o katillerden Yakup Şahin, mahkemenin olaydan 3 gün önce teknik takibe almış. Bütün bunlara bakıldığı zaman IŞİD bu katliamı tek başına yapmadı. İşbirlikçisi var, o da AKP’dir. İnsanlığa suç tanımı çok açık net ceza sistemine girdi. Bu kavram mevzuatla sınırlandırılamaz. Vicdan şudur; ortak kanı, ortak akıl, empati kurmaktır, vicdan en yumuşak yastıktır. Barış mücadelesine bir katkı sunabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘Esas sorumlular yargılanmadan dava kapatılamaz’
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, “Esas sorumlular yargılanmadığı sürece bu davanın kapanması bizim açımızdan mümkün değildir. Arkadaşlarımızı anmak istediğimizde bize saldırdılar, onların yasını tutamadık. Bu davalar yetmezmiş gibi hakkımızda yeni davalar açıldı. Zaten bu yargı, bu devlet tarafını defalarca kez belli etti. 10 Ekim’de katledilen hiçbir arkadaşımızı unutmadık, katillerinden hesap soracağız demek için buradayız. Sarayın iktidarına, yargısına güvenmiyoruz. Biz azmimizi mücadelemizden alıyoruz. Gözümüzün içine bakamayanlar şunu bilsin ki tüm dünyanın tarihini ezilenler yazmıştır” şeklinde konuştu.
’27 KESK’li hayatını kaybetti’
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak da şunları söyledi: “O gün 27 KESK üyemiz hayatını kaybetti. Eğer orada güvenlik alınmadıysa, alınmak istenmediği içindir. Burada alınacak karar bizlerin savaşlar karşısında, hukuksuzluklar karşısında halkın, emekçilerin tavır koyma hakkının da devamının güvenceye alınıp alınmaması anlamına gelir. Umutların tükendiği bir yerden size sesleniyoruz; biz umudun yeniden yeşermesini istiyoruz. Sonuna kadar barış mücadelesinin içinde olacağız.”
‘Katliam aydınlatılmıyorsa devletle bağlantısı vardır’
Duruşmada söz alan Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, verilecek kararın etiğe uygun olması gerektiğini söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı avukat Murat Yılmaz ise “Bir cinayet bir katliam bütün yönleriyle aydınlatılamıyorsa mutlak suretle devletle ilgisi vardır. Yargı siyasi iktidara bağlıdır. Bugün bir karar vereceksiniz ve tarihte böyle anılacaksınız” dedi.
TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül de, “Ankara Valiliği ve Güvenlik Şubeyle yaptığımız miting toplantılarında gariplikler vardı. Sonradan öğrendik ki bomba ihbarı varmış ve istihbarat saklanmış” hatırlatması yaptı.
Sonrasında söz alan aileler ise “adalet” taleplerini yineledi.
‘Tertip komitesi dinlendi polisler dinlenmedi’
Yaşamını yitirenlerin yakını Mustafa Çeker, “O gün alanda, ilk aklıma gelen 1977’deki 1 Mayıs’ı oldu; şimdi dedim, panzerleri,TOMA’ları üzerimize sürecekler. Böyle bir tarihten geliyoruz çünkü. Tertip komitesi dinlendi ama komitenin işaret ettiği polisler dinlenmedi” sözlerini kullandı. Eylül Pınar Mak ise şunları kaydetti: “Yaralı haliyle üzerine gaz sıkılan eşimin faillerinin yargılanmasını istiyorum” diye kaydetti. Katliamda ölen Mesut Mak’ın eşi Evrim Mak da “Sizden adalet dilenmiyorum, talep ediyorum bu dava sizin boynunuzun borcu” diye konuştu.
‘Hukuka göre karar vermek istemiyorsunuz’
Osman Turan Bozacı’nın oğlu Çağlayan Bozacı şunları söyledi: “Açıkça düşman hukuku işletilen bir ortamda, sizlerin vicdanına hitap etmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü vicdan iyi ile kötü orasında süregelen savaşta muhakeme edebilmektir. Ancak bu açıkça savaştır. Hukuka göre karar vereceksiniz ama bence adil olmayacak. Siz hukuka göre karar vermek istemiyorsunuz. Neden insanlığa karşı suç tanımını inatla vermiyorsunuz. Buradan sizin çıkarınız nedir? Hepimiz aslında bildiğimiz şeyi birbirimize söylüyoruz. Biz bir tane bekçinin düğmesini kopardığımızda bu işin sonunu nereye gideceğini herkes biliyor. Adalet beklemek, vicdanlara seslenmek düşman hukuk işletildiği bir ortamda doğru gelmiyor. Bugün adalet isteyenler günün birinde adalet dağıtacak bir konuma eriştiklerinde inanın hepinize adaleti en doğru şekilde tartarak verecektir. Bir gün bu kantar sizi de tartacaktır, bizi hayata bağlayacak şey o büyük günün geleceğine olan inancımızdır.”
‘Devletin her kademesinden şikayetçiyim’
Ata Önder Atabay’ın annesi Halime Atabay ise “Benim çocuğum öğrenci yetiştirecekti. Bu devlet insanları yaralı bıraktı. Bizler adalet istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Biz yanıyoruz. Ben çocuğumun her gün mezarına gidiyorum, köz gibi yanıyorum. Düğün tarihi aldım ama düğününü yapamadım. Bu acı değil mi? Anlayana acı, vicdansıza değil. Biz adalet istiyoruz. Biz 9 yıldır yollardayız. Devletin her kademesinden şikayetçiyim” dedi.
Mustafa Budak’ın eşi Hanife Budak ise, “Katliamın en büyük suçlusu vali. Bizim gördüğümüz acıyı onlar da yaşasınlar eğer adaleti yerine getirmiyorlarsa. Adalet istiyoruz, sanıkların yargılanmasını istiyoruz. Herkes için adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Üstümüze gaz attılar’
SES Eş Genel Başkanı Sıddık Akın ise şöyle konuştu: “Sıddık bize yardım et sözü hiç aklımdan çıkmıyor. Ben arkadaşlarıma müdahale etmeye çalışırken, bizim üstümüze gaz attılar. Arkadaşımın eli elimdeyken, müdahale etmek için o gazın dağılmasını bekledim. Hiç aklımdan çıkmıyor. Toplumun örgütleri yapıları bir miting almada tereddüt ettiler. Bu devlet güvenliğimizi sağlayacak mı? Bu ülkeye yapılan kötülüklerden birisi demokrasiden uzaklaşmaktır. Orada yaralıyken bizim zamanında onlara müdahale edemediğimiz arkadaşlarımız için dönemin emniyet müdürünün burada yargılanmasını istiyorum.”
AKP iktidarının 2015 sonrası katliamlar üzerinden kendimi idame etmeye çalıştığına dikkat çeken İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban “Böyle katliamların bir daha yaşanmaması için 10 Ekim katliamı yargılamasından adalet çıkmalıdır” çağrısında bulundu.
Duruşmaya yarım saat ara verildi. Aranın ardından sanık avukatları söz aldı. Sanıklardan Erman Ekici’nin avukatının rapor olmasından kaynaklı ve diğer sanıkların avukatlarının mahkemede hazır bulunmamasından nedeniyle duruşma 1 Temmuz 09.30’a ertelendi.