Kadın Savunma Ağı, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlük tarihinin sona ereceği 1 Temmuz’a dair yaptığı yazılı açıklamada “hayatı durdurma” çağrısı yaptı. “1 Temmuz’da Hayatı Durduralım! İstanbul Sözleşmesi İçin Feminist Özsavunmaya” başlıklı açıklamada, kararı tanımadıklarını ve sözleşmeden vazgeçmediklerini duyuran Kadın Savunma Ağı, tüm kadınlara çağrı yaptı.
“Biz bitti demeden bitmez” denilen açıklamada, 1 Temmuz’a kadar ve sonrasında karardan geri çekilinceye kadar kadın düşmanı politikalara karşı eylemsellik içinde olacaklarını vurguladı.
1 Temmuz’da meydanlarda sözleşme için direnişte olunacağı belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Erdoğan iktidarının İstanbul Sözleşmesi ile derdinin ne olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi şiddetin önlenmesi için taraf devletlere toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikalar üretme yükümlülüğü veriyor. Neoliberal faşist iktidarların karşı olduğu işte bu cinsiyet eşitliğidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanırsa bakım emeğini nasıl üstümüze yıkacaklar? Din baskısıyla, erkek şiddetiyle, ayrımcı politikalarla bedenimizi, emeğimizi, hayatımızı nasıl kontrol edecekler? Kadınlar eşit ve özgür olsa dünya yerinden oynar biliyoruz. Ellerimizle var ettiğimiz hayatı direnerek durduruyoruz.
Aynı Macaristan ve Polonya’da olduğu gibi Türkiye’de de iktidar kendi çıkarları ve siyasal ittifakları uğruna ‘eşcinselliği yaygınlaştırıyor, aile düzenini bozuyor, toplumun değerlerine uymuyor’ gibi gerekçelerle kadınları ve LGBTİ+’ları şiddetten koruyan yasal kazanımları hedef gösteriyor. Pandemi koşullarında artan erkek şiddetini ‘aile, din, toplum değerleri’ ile meşrulaştırarak kadınları, çocukları ve LGBTİ+’ları savunmasız bırakmaya çalışanların karşısına feminist özsavunmamızla dikiliyoruz. Cinsel kimliklerimize, yönelimlerimize hayatlarımıza, arzularımıza sahip çıkıyoruz. Gökkuşağının tüm renklerini savunuyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan AKP iktidarı ve çevresindeki gerici ittifakın saldırılarının İstanbul Sözleşmesi ile sınırlı olmadığını biliyoruz. 6284 Sayılı Kanunu, ayrımcılık karşıtı sözleşmeleri, çocuk istismarını önleyici yasaları da hedef aldığını görüyoruz. Aynı ittifak boşanmayı önleyerek kadınları şiddet gördüğü aileye kapatmak, çocuk yaşta evliliğin önünü açmak, kürtaj hakkımızı gasp etmek istiyor. 1 Temmuz’da sokaktayız. Tırnaklarımızla kazıyarak, direnerek kazandığımız haklarımızı erkek iktidara teslim etmiyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz
İktidarın kadın düşmanı erkek yüzü, kontrgerilla-mafya ilişkilerinin teşhir olması ile yeniden gözler önüne seriliyor. Ama biz kadınlar çok önce zaten failleri meydan meydan parmağımızla göstermiştik. Bedenimizi, emeğimizi, yaşamımızı tahakküm altına alarak inşa edilen neo-liberal faşist iktidarlar, tescilli kadın düşmanlarıdır, kadın katilleridir. Şiddetin kaynağını teşhir ediyor, karşılarına dikiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne saldıran 12’inci Cumhurbaşkanı’na, kadın düşmanlığını kendine iş edinen İçişleri Bakanı Soylu’ya, oluk oluk kan, ırkçılık ve toksik erkeklik akıtan Sedat Peker’e ve tüm erkek egemen faşist iktidarlara karşı 1 Temmuz’da sokaktayız. Mafya devletinin karşısına feminist özsavunmamız ile dikiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.
Hayatı durdurmaya çağırıyoruz
İstanbul Sözleşmesi’ni dağa taşa yazalım. Pazar yerlerinin, trenlerin, vapurların, metroların, otobüs duraklarının gündemi haline getirelim. Hayatın olağan akışını durduralım. Ülkenin dört bir yanında isyanımız yankılansın. Hayat bizim, karar bizim, İstanbul Sözleşmesi bizim. Tüm kadınları İstanbul Sözleşmesi için feminist özsavunmaya, 1 Temmuz’da sokaklarda, evlerde, işyerlerinde hayatı durdurmaya çağırıyoruz.”