Dersim’de Emek ve Demokrasi Platformu tarafından İstanbul Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin Yeraltı Çarşısı üzerinde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada sık sık, “AKP irademden elini çek”, “AKP halka hesap verecek”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. Açıklamayı platform adına Ergin Tekin okudu.
‘Kumpas siyasetinin çarpıcı bir örneğidir’
Açıklamada, iktidarın, kayyım atamalarını sıradanlaştırarak sürdürdüğü bu son hamle, yakın zamanda başlattıkları ‘süreç’in de iç yüzünü açıkça ortaya koyduğu vurgulandı. Açıklamada, “Bu durum, muhalif kesimleri baskı altına alma politikasının bir parçasıdır ve iktidarın kalıcı olma hevesini göstermektedir. Dün gerçekleşen bu olayla, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve halkın iradesi hiçe sayılarak belediyeye kayyım atanması, iktidarın kalıcı olmak adına nasıl olağanüstü önlemler alabileceğini göstermektedir. Savcılıktan gelen açıklama da oldukça dikkat çekicidir. Tek adam rejiminin neredeyse on yıldır telefonlarını dinlediği bir akademisyen ve siyasetçiyi, belediye başkanı seçildikten sonra eski dosyaları yeniden açarak tutuklaması, içinde bulunduğumuz kumpas siyasetinin çarpıcı bir örneğidir. Sözde karşı çıktıkları üstünlerin hukukunu, şimdi kendileri uygulamaya devam etmektedirler. Hukukun üstünlüğü değil, iktidarını sürdürmeye çalışan üstünlerin hukuku, yani hukuksuzluk ile kayyım politikaları genişletilmeye çalışılmaktadır” denildi.
Nüfusu bir milyonu aşan Esenyurt ilçesinde, halkın seçtiği bir belediye başkanına yönelik kayyım uygulaması, iktidarın Kürt politikasında demokratikleşme niyetinde olmadığının açık bir göstergesi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Meclisin açılmasından bu yana kamuoyunda “yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?” sorusunu yaratmaya çalışan Bahçeli-Erdoğan ortaklığının, siyasi temsiliyeti “terör” tanımına dahil ederek genişlettiği iç cepheyi güçlendirmeye çalıştığı gözler önündedir. İşte, o cephede iktidarın yıllardır düşmanlaştırmaya çalıştığı kesimlerin, derinleşen yoksulluk nedeniyle birleşme potansiyeli ortaya açığa çıkmıştır. Esenyurt’un kent uzlaşısı fikriyle ortak adayda birleşmesi ve AKP’yi yenilgiye uğratması gibi, daha genel anlamda da iktidarın karşısında birleşme eğiliminde olan kesimlere gözdağı verilmek istenmektedir. “Sakın birleşmeyin, yan yana gelmeyin. Eğer gelirseniz buna izin vermem” mesajı verilmektedir” ifadeleri kullanıldı.
‘Kayyım atamasının rant değeri olan bir yerde uygulanması tesadüf olmasa gerek’
Günlerdir, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyecek diye propaganda yapılıp, beklenti yaratılmak istenildiğine vurgu yapılan açıklamda, “Ancak görüyoruz ki, bu beklentinin altında tek adam ve saray ittifakının varlığını sürdürebilmek amacıyla yürütülen ve beka siyasetiyle memleketi aldatmaktan başka bir şey yoktur. Emekçi halk kesimlerinin yararına bir şey yapmayan, yalnızca onların sırtından geçinen bu siyaset, Erdoğan’ın siyasetinin özünü oluşturmaktadır. Öte yandan, İstanbul’da rantın odağı haline gelen Esenyurt, mafyatik ilişkilerin, uyuşturucunun, çetelerin ve açgözlü müteahhitlerin gözdesi olmuştur. Halkın seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi anlamına gelen kayyım atamasının, böylesine yüksek rant değeri olan bir yerde uygulanması da tesadüf olmasa gerek” diye belirtildi.
‘Saldırı başarılı olursa diğer belediyelere ve başkanlara sıçrayacaktır’
Saldırının başarılı olması halinde diğer belediyelere ve başkanlara da sıçrayacağı belirtilen açıklamada, “Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yönelik bu müdahale kabul edilemez, çünkü bu, halkın siyasal tercihlerine karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı başarılı olursa diğer belediyelere ve başkanlara sıçrayacaktır. Emek, barış ve demokrasi yanlısı hiçbir güç bu saldırıya izin vermemelidir. Sömürü ve baskı karşısında işçiler, emekçiler, ezilen halklar, kadınlar ve gençler, haklarına ve taleplerine sahip çıkarak bu politikaya karşı yanıt vermelidir. İktidarın bu kirli ve gaspçı siyasetine karşı tüm ülkeyi meşru mücadeleye ve demokratik tepkisini ortaya koymaya davet ediyoruz. Bu mücadele, tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesidir. Halka ait olanı halktan başkası alamaz ve alamayacaktır!” denildi.