Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 859’inci haftasını da koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilenlerin akıbeti soruldu.
Darbe anayasası
12 Eylül’de kaybedilenlerin aileleri adına 1980’de İstanbul Gayrettepe’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren söz aldı. Darbenin üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen etkisini hala sürdüğünü belirten Eren, 12 Eylül anayasasının hala yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Eren, “Gözaltında kaybetmeler 12 Eylül ile sistematik bir şekilde başladı. Birçok genç bu şekilde kaybedildi. Elbette, failler belli. Adalet istiyoruz” dedi.
Bir gün çıkıp gelecek diye…
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında kaybedilen Nurettin Öztürk’ün yeğeni Hülya Öztürk, amcasının 1984’te Ankara’da polisler tarafından gözaltına alındığını, bir süre işkence gördüğünü, ardından ise kaybolduğu bilgisini aktardı. Bu durumu tesadüf eseri bir dergide okuduğunu, daha sonra durumu babasıyla paylaştığını söyleyen Öztürk, “Babam, o günden beri amcamı aramakta. Fakat geçen 37 yıl süresince hiçbir sonuca ulaşamadık. Bir gün çıkıp gelecek diye hala beklemekteyiz” diye konuştu.
Utanç sayfası
Bu haftaki eylemde 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesinde gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu. Basın metnini okuyan Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan, 12 Eylül’ün tarihin utanç sayfası olduğunu belirtti. Darbeyle insan yaşamının, onurunun, hak ve özgürlüklerinin ayaklar altına alındığını dile getiren Aydoğan, “12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen bu süreçte işlenen insanlığa karşı suçlarla yüzleşilmedi, hesaplaşılmadı. Aksine darbeci zihniyetten kopuş yaşamayan iktidarlar, ülkeyi darbecilerin hukuk dışı kurumları ve zihniyetiyle yönetti. 12 Eylül’ün kurumları ve ideolojisi, bugün hala sivil siyasetin aracı olarak kullanılmaya devam ediyor” diye kaydetti.
Bugün de sürüyor
Darbenin ardından gözaltına alınıp kaybedilen birçok kişinin ismini paylaşan Aydoğan, birçok kişinin hala mezarının gizlendiğini, birçok kişinin ise kemiklerinin dahi bulunmadığını ifade etti. Tanık, belge ve raporlara rağmen 41 yıldır adaletin sağlanmadığının altını çizen Aydoğan, “12 Eylül’ün gözaltında kayıpları inkar eden ve kaybedenleri cezasız bırakan zihniyeti bugün de sürüyor. 12 Eylül’ü aşmak ancak bütün bir 12 Eylül anlayışıyla, anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yüzleşmek, hesaplaşmakla mümkündür. Türkiye toplumu ne yazık ki 12 Eylül’le hesaplaşmak, gerçeğin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması konusunda talepkar olmadı” şeklinde konuştu.
‘Vazgeçmeyeceğiz’
Gözaltına alınıp kaybedilenlerin akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Aydoğan, “Tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 160 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.