Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Kanal’ı yaptırmıyoruz, Yenişehir’i kurdurmuyoruz!” sloganıyla Küçükçekmece tarihi Mimar Sinan Köprüsü’nde açıklama yaptı.,
Eyleme çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti, ekoloji ve çevre örgütü katıldı.
Eylemde konuşan HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, doğa talanlarına tepki göstererek, “Denizin salyası olmaz o sizin suratlarınızdan ve ağızlarınızdan akan sermaye salyasıdır” dedi. İktidarın talancı sermaye gruplarının bulundukları her yeri istila edercesine talan ettiklerini belirten Kenanoğlu, “Bu topraklarda çocuklarımız, geleceğimiz var. Bizim yaşamımız kısa ama çocuklarımızın geleceğini de karartıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.
Konuşmaların arından açıklamayı Kanal İstanbul Koordinasyonu’ndan Deniz Öztürk okudu.
Ülkenin içinde geçtiği siyasi sürecin, neler olup bittiğinin farkında olanlar için bile çok ağır olduğunu ifade eden Öztürk, “Ortaya saçılanlarla aslında hiçbir yapılan işin halkın yararına olmadığını, bir avuç yandaş, sermaye, mafyanın servetine servet katılması için olduğunu görüyor” yorumunda bulundu.
İktidarın Kanal İstanbul ve Yenişehir dediği rant projesinin, doğayı öldüreceği, İstanbul’un ve hatta Marmara Bölgesi’nin geri dönülmez biçimde tahrip edeceği bilindiği halde, “inat edenlerin” sadece kendi bekalarını düşündüklerini belirtti.
Tarım arazilerine mafyatik araçlarla el konuluyor
Akıl ve bilimden uzak projede yer alan şirketlerin bilindiğini belirten Öztürk şunları söyledi:
Mafya, yandaşlar ve hatta büyük sermaye halkın büyük emekle ayakta tutmaya çalıştığı tarım arazilerine türlü mafyatik araçlarla el koyuyor.
İtiraz edenlerin karşısında şirketlere kalkan olan kolluktan, aylardır bir bilirkişi keşfi yaptırmayan, yürütmeyi durdurmayan yargıya kadar bu cinayetin işlenmesinde faildir.
Doğa cinayetleri için ülkenin her yerinde saldırıyorlar, artık o hale geldi ki yandaş şirketlerin koruyuculuğunu yapanlar, jandarmaya ekolojik yıkıma direnen İkizdere’de kadınları yerlerde sürükletiyorlar, Van’da doğasını savunmaya çalışanlara ateş açtırıyorlar.
Bizim paramızla şirketlere taahhüt veriliyor
İşsizlik ve açlığın yurttaşları intihara sürüklediği günlerde, maliyeti şimdilik 172 milyar lira’nın üzerinde olacağı tahmin edilen projede, halkın parası ile şirketlere devlet taahhüdü verildiğini söyleyerek, “Halk açlıktan kırılırken, deprem kapımızdayken, halkın konutlarının yerinde yapılandırılması gerekirken, 3 – 5 şirkete milyarlarca dolar vaat ediliyor. İstanbul’un 3. bölgesinde yaşayan halk yerinden edilmeye çalışılıyor, ÇED raporunda tarif ettikleri “nitelikli insanlar” için yani bir avuç zengin için “yeni bir şehir” inşa edilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
Biz İstanbul halkı olarak, Ya Kanal Ya İstanbul diyoruz
Projenin akla, bilime, hukuka ve halkın iradesine aykırı olarak hayata geçirildiğini belirten Öztürk, projenin sadece insana değil, tüm canlılara zarar vereceğini ifade ederek, Kanal İstanbul’un vereceği zararları sıraladı:
İstanbul susuz kalacak
Proje ile birlikte İstanbul’un su ihtiyacının yüzde 28.89’unu karşılayan Sazlıdere Barajı, Terkos Gölü, Küçükçekmece Lagünü yeraltı suları ile birlikte tuzlanacak, ekolojik yapıları tamamen değişecek. Sadece İstanbul halkının yüzde 28.89’u değil havzada yaşayan tüm kara canlılar yaşamları için gereken suya erişemeyecek.
Marmara denizi ölüyor
Marmara Denizi ölüyor, günlerdir videoları her yerde, deniz salyasının altında denizin canlı yaşamının durumunun ne kadar kötü olduğu henüz anlaşılabilmiş değil, bilim insanları, oksijensiz Karadeniz Marmara’ya bağlandığında yıkımın sonuçları sıçramalı olarak, kat be kat artacağını söylüyor.
İstanbul’daki doğal alanların; tarım alanları ve sulak alanların yüzde 13.5’i yok edilecek
Kanal İstanbul’un yapımı sırasında, 136 milyon m2 tarım alanı yok edilecek. İmar Planı gerçekleşirse Kuzey Ormanları yok olacak.
Kültür varlıkları proje tarafından yutulacak
Yarımburgaz Mağaraları, Bathenoa Antik Kenti ve henüz gün yüzüne çıkarılmayan yüzlerce uygarlık izi, kültürel varlıklar proje tarafından yutulacak. Kanal güzergahı üzerinde 25 tane tescilli kültür varlığı, mevcut.
Projenin vereceği zararlar ayan beyan ortadayken, bilim insanları ve halk projeye ititaz ediyorken, kanalın yapılmasında ısrarın, şahsım diyenlerin kör inadı ve çıkarları ile ilgili olduğunu ifade eden Öztürk, “Haziran sonunda atılacağı söylenen köprü temeli, Marmara’nın kuzeyini boydan boya parçalayan, daha geçen ay hazine garantisi kapsamına alınan bir katil projenin, Kuzey Marmara Otoyolu’nun parçasıdır. Olmayan kanalın üzerine kurulacağı söylenen 6 karayolu köprüsünden biridir. Köprüler, yollar, yerleşim yerleriyle İstanbul’un kuzeyini yok eden bu projelerin hepsi halka ve doğaya karşı işlenen suçlardır” dedi.
“Bilimle ve halkla inatlaşılmaz” diyen Öztürk, “İlan ediyoruz, vazgeçmediğiniz durumda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlı biçimde mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. (Sendika.org)