Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Parti Meclisi yerel seçimlere ilişkin tavrını yazılı açıklama yaparak kamuoyuna duyurdu.
Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
Türkiye, emekçi sınıfların siyasal ve sendikal örgütlülüğünün en zayıf olduğu tarihsel dönemlerden birini yaşıyor. Bu zayıflığın sonuçları bir hayli ağır olmaktadır. AKP tek parti rejimi, başlı başına bu durumun bir sonucu iken bir yandan da etkileri giderek belirginleşen ekonomik kriz karşısında emekçi cephesinden örgütlü bir karşı koyuş gösterilememektedir. Sendikalar ve diğer emek bileşenleri de verilmesi gerekli mücadelenin çok uzağında bir profil sergilemekteler. Hayat pahalılığının, yoksulluğun ve işsizliğin büyük tırmanış içerisinde olduğu bir sırada emekçilerin bu süreci grevler, protestolar ve kampanyalarla karşılaması gerekir. Ne var ki emek cephesinin kendi krizi sistemin mevcut krizinden daha köklü ve derindir. Bu yüzden AKP diktasına ve genel olarak sömürü düzenine karşı kısa vadede kestirme çözümler beklemek ancak hayal kırıklığı getirecektir. Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de emekçileri ve gençleri sandığa bel bağlamamak konusunda uyarmaktadır. AKP’den kurtulmak gibi ya da sömürü çarklarında ezilmemek gibi hedefler ancak ve ancak örgütlü mücadele ile mümkün olabilir. Bu yüzden sınıf mücadelesini yükseltmeli, örgütlü gücü büyütmeliyiz. Tek çıkış yolumuz budur.
Bu bağlamda sınıf bilinçli emekçilerin yaklaşan yerel seçimlerde alması gereken tavır emek merkezli adaylara destek olmak, onların mücadelesini öne çıkarmaktır. Bu adayların başında Fatih Maçoğlu gelmektedir. Maçoğlu’nun Ovacık’ta geçmiş dönemde ortaya koyduğu halkçı, katılımcı ve şeffaf belediyecilik anlayışı “Komünist Başkan” sıfatıyla sosyalistler için yüzakı bir deneyim oluşturmuştur. Kimlik kutuplaşmalarının Türkiye’de ve dünyada sağı güçlendirdiği bir gerçektir. Emek merkezli siyaset ise tam da bu kutuplaşmaları eriterek solu güçlendirmek becerisine sahiptir. Bu yüzden bütün emekçilerin Maçoğlu’nun adaylığını desteklemesi gerekir. Maçoğlu’nun adaylığına karşı çıkanların ise emek ve sınıf gibi bir gündemleri yoktur. Bu kesimlerin ilerici güçlere önerdikleri, kimlikler hapishanesinde karanlığa gömülmektir.
Diğer taraftan sol kamuoyu, seçilmesi durumunda, CHP listesinden Beyoğlu belediye başkanlığı için aday olan Alper Taş‘tan da Maçoğlu benzeri bir performans beklemektedir. Gerçekten de halkçı ve katılımcı öz yönetim pratikleri, imkanları çok daha geniş olan Beyoğlu’da da sergilenebilirse bu, sol adına bir başarı olacak ve Maçoğlu’nun başarısı ile birleşecektir. Bu durum şüphesiz ki emek mücadelesi için çok olumlu bir hava yaratacaktır. Diğer taraftan bu ihtimalin gerçekleşmesi için Alper Taş’ın ÖDP’nin klasikleşen hantal yapısından ve sendika ile meslek odalarındaki bürokratik, sekter ve tıkayıcı etkisinden çok farklı bir performans göstermesi gerekmektedir. Sınıf bilinçli işçiler ve gençler bu noktaların farkında olarak Alper Taş’a “eleştirel destek” vermelidir. Aynı zamanda, seçilmesi durumunda Alper Taş’ın CHP’de sıkça rastlanan rantçı anlayışa geçit vermemesi ve kampanya döneminden itibaren siyasi bağımsızlığını asla pazarlık konusu yapmaması gerekmektedir. Bu konuda net bir duruş ve yönetimde şeffaflık sergilenmezse ya da emek merkezli bir anlayış pratiğe dökülmezse elbette ki en sert eleştirileri biz sosyalistler yapıyor olacağız.
SEP, kayyum atanan belediyelerde HDP adaylarını eleştirel biçimde destekleyecektir. Bu destek AKP diktasına karşı, Kürt sorununda izlenen baskıcı şoven yönetime karşı, Kürt halkının demokratik tercihine destek olmak için verilen bir destektir. Diğer taraftan uzun yıllar boyunca çok önemli şehirlerde yerel yönetimi elinde tutan HDP’nin emek ve toplumsal eşitlik gibi bir önceliğinin olmadığı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Nitekim bu durum kayyum atanana dek bölgedeki Kürt emekçilerin de tepkisini çekmekteydi. Bu açıdan partimizin kayyum atanan yerlerde HDP’ye verdiği destek, bir hayli eleştirel bir destektir.
Sosyalist hareketin öne çıkarması gereken bir diğer aday da Avcılar‘daki bağımsız sosyalist Savaş Karabulut’tur. Aynı zamanda ihraç edilen barış akademisyeni olan Karabulut, adaylık kampanyası için sınıf merkezli sosyalist bir program oluşturmuş, enerjik ve katılıma açık bir çalışma örgütleyeceğini deklare etmiştir. Bu anlamda SEP Karabulut’ın Avcılar’daki adaylığını desteklemekte ve emekçilere destek çağrısı yapmaktadır.
Sonuç olarak SEP emek merkezli katılıma açık yapı ve kişilere destek olmak konusunda sekter davranmayacak, eleştirilerini de ortaya koymaktan çekinmeyecektir. Diğer taraftan sınıf bilinçli emekçiler ve gençler çözümün örgütlü mücadeleyi yükseltmekten geçtiğini bir an olsun akıldan çıkarmamalıdır.