Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Yenituran Mahallesi’nde, 11 Ekim’de bir sokağa havan mermisi düşmesi sonrası olay yerine giden yandaş İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabiri Beril Çuhadaroğlu Solmuşgül, havan mermilerinin YPG tarafından atıldığını söyletmeye çalıştığı halkın tepkisiyle karşılaşmıştı. Kendisine tepki gösteren halkı “terör sevicileri” olarak nitelendiren Solmuşgül’ün, “YPG’nin yaptığını kabul etmiyorlar. Neyse çıkalım buradan” şeklinde ifadeleri servis edilen görüntülere yansımıştı.
Solmuşgül’ün sonradan yaptığı şikayet üzerine, Nusaybin’de öğretmenler S.İ. ve H.B. ile M.A. ve F.A. gözaltına alınmıştı.
Öğretmenler açığa alındı
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; gözaltına alınan 4 isim önceki gün adli kontrol şartı ve yurtdışı çıkış yasağı ile serbest bırakıldı. Öğretmenler S.İ. ve H.B. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Nusaybin Kaymakamlığı’nın verdiği kararla geçici olarak açığa alındı. Öğretmenlerin “basına yansıyan görüntüler” gerekçe gösterilerek, açığa alındığı öğrenildi. Yaşadıklarından ve halen memur olmalarından dolayı öğretmenler basına herhangi bir açıklama yapmayacaklarını belirtti.
‘Türk basınının halini özetledi’
İsimlerinin açık yazılmasını istemeyen diğer yurttaşlar ise, medyanın açıktan bir saldırısı ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, yaşadıklarının Türk basınının halini özetler nitelikte olduğunu ifade etti. Kendilerinin yaşanan patlamada yakınlarının yaralandığını ve yine yaşamını yitirenler arasında da yakınlarının olduğunu aktaran yurttaşlar, “Biz kaybettiklerimizin, yaralılarımızın derdine düşmüşken başımıza bunlar geldi. Telefonu yere düşmüştü, gasp edildiğini söyleyip durdu. Gözaltında bize propaganda suçlaması yöneltildi. Hiç telefonun gasp edilmesinden bahsedilmedi. Biz herkesin o anki psikolojimizi anlamasını beklerdik, ama bunu anlamak yerine bizi gözaltına aldırdılar” ifadelerini kullandı.
‘Medya görmekten korkar olduk’
“Kaybettiklerimizin yasını tutmamıza bile izin vermeden, suçsuz yere gözaltına alındık” diyen yurttaşlar, “Türk medyasının gerçek yüzünü bir kez daha gördük. Biz bu roketlerin, havanların nereden geldiğini bilmiyoruz. Neye inanalım? Nereden geldiğini tespit etmek bizim görevimiz midir? Tespit etmesi gereken devlet değil mi? Biz nasıl propaganda yapmış oluyoruz? Biz sadece kaybettiğimiz, ölen insanlarımızın derdindeydik. O an başka bir şey düşünecek halimiz yoktu. Ama başımıza bunlar geldi. Artık medya görmekten korkar olduk. Kime güveneceğiz bilemez olduk” sözleriyle tepki gösterdi.