1992 yılında katledilen gazeteci ve yazar Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in de hazır bulunduğu duruşmada Musa Anter cinayeti sonrası olay yerine haber takibi için giderken kaçırılan gazeteci Ferit Aslan dinlendi.
Çalıştıkları yerel Söz gazetesinde o gece nöbetçi olduğunu ve gelen bir ihbar üzerine olay yerine gittiklerini aktaran Aslan, ilk başta öldürülen kişinin Musa Anter olduğunu bilmediklerini söyledi. Aslan olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Gazeteden iki arkadaşımla ticari bir taksiye binip olay yerine doğru yola çıktık. Kolordu komutanlığını geçer geçmez bir ambulans sokaktan hızla çıktı. O sokaktan girdiğimizde 21 SV 007 plakalı, Toros marka beyaz bir aracın sokağı kapattığını gördük. Araçtan iki kişi silahlarla indi ve bize nereye gittiğimizi sordu. Cinayet ihbarı aldığımızı, gazeteci olduğumuzu söyleyince ‘Bizi takip edin, olay yerine götürelim’ dediler. Biz de takip ettik. Bir süre sonra çıkmaz bir sokağa girildi. Bizi orada sorgulamaya başladılar.”
Gazete Duvar’da yer alan habere göre,kaçıranların kendilerini darp ettiğini, dişlerinin ve burnunun kırıldığını söyleyen Aslan “Sürekli ‘Kimin öldürüldüğünü biliyor musunuz?’ ‘Sizi, kim niye gönderdi’ diye soruyorlardı. Tekrar bizi araçlara bindirip sabah saat 04.00’e kadar gezdirdiler. Malatya’ya 90 km uzaklıkta bir yerde bizi indirdiler ve ‘Direkt gidin, bir daha yakalarsak öldürürüz’ diyerek serbest bıraktılar” dedi.
’17 yıl sonra Mahmut Yıldırım olduğunu anladım’
Malatya’ya döndüklerinde öldürülen kişinin Musa Anter olduğunu öğrendiklerini ve kendilerini neden sabah saatlerine kadar gezdirdiklerini o zaman anladıklarını ifade eden Aslan, hakimin kaçıranlar arasında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın olup olmadığına dair soruya yanıtı şöyle oldu:
“Mahmut Yıldırım’ın herkesçe bilinen tek fotoğrafı vardı ve ben bu kaçırılma olayından yıllar sonra bile o fotoğrafla bizi kaçıranlar arasında benzerlik kuramamıştım. 17 yıl sonra Mahmut Yıldırım’ın oğlu bir kitap yayımladı ve babasının daha önce bilinmeyen 10 fotoğrafını paylaştı. O fotoğraflardan birini görünce bizi kaçıranlardan birinin o olduğundan emin oldum. Eli alçılı, aracı kullanan ve diğerlerinin müdürüm dediği Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’dı.”
Duruşmada, 18 yıl koruculuk yapan ve daha önceden faili meçhul cinayetlerle ilgili yazdığı bir kitap da bulunan Bedran Akdağ dinlendi. Akdağ sanıkları tanımadığını söyledi.
Duruşmada Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın ekibinde yer aldığı iddia edilen Mesut Mehmetoğlu da hakkındaki iddiaları reddetti. Mehmetoğlu, “Ben Ayten Öztürk cinayetinin işlendiği gün Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tutukluydum. Bu ve benzeri hiçbir cinayetle alakam yok. Beraatimi istiyorum” dedi.
Mahkeme 25 Mart’a ertelendi
Mahkemenin ara kararında Mahmut Yıldırım’ın da arasında bulunduğu firari sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin yerine getirilmesinin beklenmesine, JİTEM ile ilgili bir televizyon programı yapan Latif Şimşek’in tanık olarak davet edilmesine karşın duruşmaya katılmaması nedeniyle zorla getirilmesine ve bazı tanıkların dinlenmeleri için işlemler yapılmasına karar verildi. Mahkeme 25 Mart 2020 saat 14.00’e ertelendi.