Hapishanelerdeki siyasi tutuklular, 27 Kasım itibariyle “PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecridin sonlandırılması” talebiyle, kendilerine yönelik salgın sürecinde artan hak ihlallerini de protesto amacıyla süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine başlamıştı.
Gruplar halinde beşer günlük sürdürülen açlık grevi eylemi 17’nci gününde devam ediyor.
Başta hak savunucuları olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinden tutukluların taleplerinin kabul edilmesi yönünde çağrılar geliyor.
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Diyarbakır Eşbaşkanı Şeyhmus Karadağ, açlık grevlerini 4’üncü grubun sürdürdüğünü hatırlattı.
Karadağ, “İnsan olan herkes açlık grevlerine karşı duyarlı olmalı ve tutukluların taleplerinin yerine getirilip, grevin sonlandırılması için adım atmalı. Cezaevlerinde cenazelerin çıkmaması için bir an önce çözüm yoluna dönülmesi gerekir” diye belirtti.
Ayrıca Karadağ, tutukluların taleplerinin karşılanması için kamuoyuna ‘ses verin’ çağrısında bulundu.
Siyasi partilerden çağrı
Siyasi parti temsilcileri de cezaevlerinden kötü bir haber gelemeden tutukluların taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu.
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, açlık grevindeki tutukluların talep ettikleri şeyin en temel insani talepler olduğunu ifade etti.
ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ise salgınla tutukluların iletişim, sosyal ve benzeri haklardan yoksun bırakıldığını dile getirerek, bununla “Öcalan’a uygulanan tecridin bir benzerinin tüm cezaevlerinde ortaya çıktığını” belirtti.
Gümüştaş, bu nedenle açlık grevlerinin başladığını ifade ederek, Öcalan’ın ve tutuklularının haklarının sağlanması için hukuki ve siyasi mücadele perspektifinin gelişmesi gerektiğini söyledi.
ESP Eş Genel Başkanı, “Tutuklular, tüm toplumu göreve çağırıyor. İçinde siyasi partilerin, hukukçuların, sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir mücadeleyle tecride mutlak suretle karşı çıkmalıyız” diye konuştu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Genel Başkanı Sinan Tutal da “Tecrit, cezaevine giren herkese uygulanmaya çalışılan rutin bir uygulama haline geldi” dedi ve ekledi:
“Kime yapılırsa yapılsın tecrit bir insanlık ayıbıdır. İçeride ve dışarıda hiçbir şart altında tecrit altında bırakılmamalıdır. Tutukluların grev başlatarak dile getirdikleri sorunları kamuoyuna duyurmak, sorunların çözülmesini sağlamak tüm demokratik muhalefetin görevlerinden biri olmalıdır.”
Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun ise tutukluların ‘tüm topluma sirayet eden tecridin kaldırılması’ için açlık grevine başladığını ifade etti:
“İçerde ölüme terk etme durumu yaşanıyor. Dışarıda ise kadınlar, işçiler, halklar baskı altında tutuluyor. Tüm bunlara karşı bir açlık grevi başladı. Çünkü Öcalan ve Kürt halkına uygulanan tecrit artık genele de sıçradı. Tabii, bu greve dışarıdan ses vererek beslemek zorundayız. Tarihe geçecek bir dayanışma ile tüm toplum ses vermeli.”