CHP İstanbul Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, infaz kanununda değişiklik öngören ve Meclis’e sunulan düzenlemeye dair açıklama yaptı. Tanrıkulu, koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle Türkiye’de hayatını kaybedenlerin sayısı ve vaka sayısının giderek arttığını belirtti.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, koronavirüs nedeniyle hapishanelerde kitlesel ölümlerin yaşanabileceği uyarısında bulunarak, “Haklarındaki iddialar bilinmeyen ve yıllardır tutuklu olup iddianameleri dahi yazılmayan insanların vebali AKP hükümetinin omzundadır” dedi.
‘Virüs cezaevlerine bulaşmıştır’
Mazıdağı Belediye Eş Başkanı Nalan Özaydın’ın hapishaneden koronavirüs testinin pozitif çıkması nedeniyle tahliye edilmesinin, virüsün hapishanelere bulaştığının göstergesi olduğunu belirten Tanrıkulu, “Tutuklular bakımından masumiyet karinesi esas olup, yaşam hakkı görmezden gelinemez. Ancak AKP’nin Meclis’e getirmeye hazırlandığı tasarı yetersizdir. Siyasi saiklerle içeride tutulan vatandaşları kapsayan yeni bir taslak hazırlanmalı ve değiştirilmelidir. Haklarında bir mahkumiyet kararı olmayan gazeteci, hukukçu, siyasetçi, yurttaşlar bulunurken, hamile ve bebekli tutuklular da görmezden gelinmemelidir. Vatandaşların sağlığı gözetilerek muhtemel af ve infaz indirimi konusunda adil karar alınmalıdır” diye konuştu.
‘Yasam bir hak tasarı yetersizdir’
Dünyada hapishanelerden başlayarak alınan salgın önlemlerinin benzerlerinin Türkiye’de neden uygulanmadığının izaha muhtaç olduğunu dile getiren Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Haklarındaki iddialar bilinmeyen ve yıllardır tutuklu olup iddianameleri dahi yazılmayan insanların vebali, AKP hükümetinin omuzundadır. Tarafımdan verilen yazılı soru önergesine 2017 yılında dönemin Adalet Bakanı tarafından verilen yanıtta, ilgili tarihlerde Türkiye’deki hapishanelerin kapasitesinin 5 bin 704 kişiyle aşıldığı bilgisi yer almış, ayrıca son sekiz yılda (2008-2016) hapishanelerde hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısının da toplam 2 bin 300 olduğunu açıklanmıştır. Cezaevlerinin hijyenin ve izolasyonun en zor olduğu yerler olduğu aşikar olup, cezaevlerinde alınan tedbirler yetersizdir. Koronavirüs dünyayı tehdit altına alırken, ve Türkiye’de de hızla yayılırken, izolasyon ve hijyen çağrılarının cezaevlerinde uygulanamayacaktır. Çok sayıda cezaevinde kapasite aşılmış olup, salgının cezaevlerine sirayeti akabinde kitlesel ölümlerin yaşanması olasıdır. Siyasetçilerin ve aktivistlerin olası bir düzenlemenin dışında bırakılmak istenmesi de hukuk ve insan hakları açısından kabul edilemez bir durumdur. Yaşam bir hak, tasarı ise yetersizdir.”