Halkların Demokratik Partisi (HDP), Ankara’da 24-25 Ocak’ta düzenlediği 3’üncü Büyük Konferansın sonuç bildirgesini açıkladı. Türkiye’nin her yerinden 600 delegenin katılımı ve “Daha güçlü HDP, daha güçlü mücadele” şiarıyla gerçekleşen konferansın sonuç bildirgesinde, Elazığ’da meydana gelen depremde yaşamını yitirenlere başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dilendi.
MA‘da yer alan haberde, Sonuç bildirgesinde, küresel ölçekte yaşanan iklim krizi, toplumsal cinsiyet krizi ve kapitalizmin krizi koşullarında, dünya halklarının mücadelesinin yükseldiği bir dönemde gerçekleştirilen konferansta 2 yıllık siyasal ve örgütsel tartışmaların yaşandığı ifade edildi. Bildirgede, yeni dönemin politik ve örgütsel ihtiyaçları ile birlikte kongre öncesi yol haritalarının belirlendiği vurgulandı.
‘Demokrasi ittifakı’’ çağrısı
HDP’nin sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “AKP-MHP iktidarını, tek adam rejimini ve faşizmin kurumsallaşmasını sona erdirmek; emekten, kadından, doğadan, halklardan, inançlardan ve tüm kimliklerden yana demokratik bir değişimi ve dönüşümü, demokratik bir iktidarı yaratmak yakın hedefimizdir. Bu hedefle, AKP-MHP iktidarının tek adam rejimine ve uygulamalarına karşı umut, inanç ve kararlılıkla direniyor, Türkiye halklarının demokratik geleceğinde inisiyatif alıyoruz. Demokratik yaşamı inşa etme yolunda mücadelemizi yükseltiyoruz. Seçimlerde, sokaklarda, işyerlerinde, meydanlarda, Meclis’te, zindanlarda ve iktidarın baskısını hissettirdiği bütün alanlarda kararlılıkla mücadele ediyoruz. Türkiye halklarının demokrasiyi kazanması için Üçüncü Yol anlayışımız üzerinde yükselen sağlam bir zemini, sorumluluk alarak yaratıyoruz.
Bu hedefin gerçekleşmesi için toplumsal ve siyasal mücadeleyi Demokrasi İttifakı ile büyütmek acil bir görevdir. Demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet zemininde bir araya gelmeye, toplumsal muhalefetin parçalı yapısının ortaklaşmasını ve güçlenmesini, Türkiye halklarının geleceğinde söz ve karar sahibi olmasını sağlamak için güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz. Yolumuz uzun ve zahmetli, ama direniş hafızamız ve mücadele inancımız her zamankinden daha diridir. Bu zemini güçlendirmek için en büyük sorumluluk yine bizlerin sırtındadır.
Değişim için, bu iktidarın demokratik bir dönüşümle sonlandırılması adımlarının ortaklaştırılması zamanıdır. Partimiz, demokrasi güçlerinin yeni dönemde bir alternatif olabilmesi için inisiyatif alma ve kurucu bir rol üstlenme konusunda kararlıdır. Bu amaçla tüm toplumsal ve siyasal muhalif kesimlere; emek, barış ve demokrasi güçlerine, aydınlara, sanatçılara, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlara Demokrasi İttifakında buluşma çağrısı yapıyoruz.”
Kürt sorununda demokratik çözüm
Bildirgede, Kürt sorununda demokratik ve barışçı çözümde kararlılık şöyle vurgulandı: “Barışın ve demokrasinin önündeki en büyük engel olan AKP-MHP iktidarının, sadece Türkiye sınırları içinde değil, Ortadoğu’daki Kürt düşmanı politikalarına karşı da mücadeleyi sürdüreceğiz. İçerde kayyım atamaları ile Kürt halkının iradesinin gasp edilmesine karşı yerel demokrasi ve toplumsal barış mücadelemizi; dışarda ise Kuzey-Doğu Suriye başta olmak üzere işgal ve savaş politikaları ile Kürt halkının statü hakkının yok edilmesine karşı kararlı duruşumuzu, demokrasi ve bölgesel barış mücadelemizi büyüteceğiz. Bu bağlamda, Kürt halkının bölgesel mücadele ortaklığını ve birliğini sağlama sürecinin aktif bir parçası ve kolaylaştırıcısı olma görevimizi yerine getireceğiz. Kürtçe’ye ve farklı anadillerine yönelik asimilasyoncu dayatmalar karşısında bütün halkların anadillerine sahip çıkarak, dilsel ve kültürel gelişimin sürdürülmesi mücadelesine en güçlü desteği vereceğiz.”
İmralı tecridi
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ana gündem başlıklarından biri olduğu bildirgede, “İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik hukuk dışı mutlak tecrit uygulaması ile Kürt halkının baskı altında tutulmasına, çözümsüzlüğün derinleştirilmesine karşı kararlı bir demokrasi ve hukuk mücadelesini sürdüreceğiz. Mutlak tecridin kaldırılması, Kürt sorununda demokratik çözüm ve tarihi bir barışın gerçekleşmesi için Öcalan’ın rolünü oynayacak zeminlerin yaratılmasının elzem olduğunu Konferansımız bir kez daha güçlü şekilde ifade etmiş, bu mücadelenin bu topraklarda yaşayan tüm halkların geleceği için verildiği gerçeğinin altını çizmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Konferans kararları
Bildirgede, gençlik ve kadın konferanslarında alınan kararların aynen kabul edildiği yer aldı. Kararlar şöyle:
“* 12 Ocak’ta ‘Başkaldırdık, Direniyoruz, Faşizmi Yeneceğiz’ şiarıyla düzenlediğimiz 2. Gençlik Konferansı’nın Sonuç Bildirisini kabul eden Konferansımız; eğitim, istihdam, kültürel ve gündelik her türlü sorunlarına çözüm üretmede ve özgürlük mücadelesinde gençleri özne olarak değerlendirir ve bu mücadeleyi geliştirmeyi, güçlendirmeyi hedefler.
* 18-19 Ocak’ta gerçekleştirdiğimiz 3. Büyük Kadın Konferansı’nın Sonuç Bildirisini kabul eden Konferansımız; erkek-devletin bütün saldırılarına karşı Şili’den Lübnan’a ve Rojava’ya kadar sokakları, alanları dolduran ve kadın özgürlük mücadelesini büyüten; özgürlük ve eşitlik için Las Thesis protestolarını yapan, Güney Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar bütün dünyada mücadeleyi yükselten kadınlarla, ataerkil sisteme ve ekonomik krize, kadın yoksulluğuna karşı ortak mücadeleyi ve dayanışmayı esas almaktadır. Kadınların yaşam hakkına ve kazanımlarına yönelik saldırılara ve kadın cinayetlerine karşı sürdürülen mücadeleleri sokakta, çalışma hayatında, parlamentoda sürdürmenin sözünü yineliyoruz. Eş başkanlık ve eşit temsil mor çizgisinden, kadın partisi olma iddiasından geri adım atmayacak, cinsiyet eşitlikçi ve kadın özgürlükçü mücadeleyi yükselteceğiz.”
Bildirgede, konferansta alınan diğer kararlar da şöyle sıralandı:
“* Doğanın ve alın terinin partisi olarak emek ve ekoloji mücadelemizi yükselteceğiz. Hak temelli sosyal politikalar için çalışacağız.
* Eşitlik ve hak mücadelesi yürüterek hem dayanışma ağlarını genişletecek hem de yoksulluğa, işsizliğe ve iş cinayetlerine karşı mücadele edeceğiz.
* İktisadi adaletsizliğe karşı toplumsal emeğin, yoksulların ve ezilenlerin sesi olacağız.
* Başta tarım olmak üzere her alanda dayanışma ekonomilerini büyütmeyi, kooperatifleşmeyi esas alacağız.
* Toplumun barış ve yaşam hakkını savunacak; halklar ve inançların kendi kültürleri, kimlikleri ve gelenekleri ile özgür ve eşit yaşamasını sağlayacağız.
* Cezaevlerindeki kötü muamele, işkence, insan hakları ihlallerine karşı mücadele edecek; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve tüm seçilmişlerimizin ve tutuklu üyelerimizin özgürleşmesi için hukuk ve demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz.
* Yerel demokrasiyi bir yaşam biçimine dönüştürecek olan toplumcu belediyeciliği, demokratik yerel yönetim anlayışımızı gerçekleştirmek için çalışacağız.
* Sesimiz hep gür ve çok dilli çıkacak. Çok dilli yaşamı esas alacağız.
* Engelsiz yaşamı var edecek olan adil, eşitlikçi, hak temelli ve özgün bir engelli politikasını hayata geçireceğiz.
* Yerinden, yurdundan, evinden edilenlerle dayanışma içerisinde olacak, her türlü ayrımcılık ve şiddete karşı göçmen ve mültecilerin yanında olacağız.
* Siyaset akademisi çalışmalarımıza yoğunlaşarak özgür siyaseti, demokratik toplumu örgütleyeceğiz.
* Enternasyonal dayanışma ağlarımızı Ortadoğu’da Filistin halkı ve diğer ezilen halklardan Avrupa ve Amerika kıtasına kadar genişletecek, dünya halkları ile ortak mücadele alanları yaratacağız.”
Güçlü örgütleneceğiz
Bildirgenin devamında şunlar yer aldı: “Demokrasiyi ve toplumsal barışı tesis etmek için daha güçlü örgütleneceğiz. Örgütsüz özgürlüğün olmayacağı bilinciyle; insanın, doğanın, yaşamın olduğu her alanda partimizin örgütlenmesi halklarımızın özgürlüğe bir adım daha yaklaşmasını sağlayacaktır.
Önümüzdeki süreçte bir Türkiye partisi olarak, iktidarın bizleri bir bölgeye sıkıştırma oyununa ve hamlelerine karşı, genişleyerek ve ülkenin her yerinde mahalle mahalle, köy köy örgütlenerek, 7/24 çalışarak Türkiye halklarının demokrasi buluşmasını sağlayacağız. Tarihsel sorumluluklarımızı yerine getireceğimiz bu süreçte, 4. Büyük Kongremizle birlikte yeni bir mücadele etabına geçeceğiz.
Toplumsal mücadelelerden ve radikal demokrasi anlayışından daha fazla beslenerek, yerelin inisiyatifini daha fazla kapsayarak, parti içi demokrasi anlayışımızı güçlendirerek, yeni dönemde siyasetin çehresini ve iktidarı değiştirmeye odaklanmış bir partiyi hep birlikte var edeceğiz.
Mutlaka kazanacağız!
HDP ve demokrasi güçlerinin direnişi ve mücadelesi ile aydınlık günler bizleri bekliyor. Demokrasi ve barış mücadelesinde, sürükleyici ve belirleyici bir rol oynama konusunda kararlıyız ve iradeliyiz. HDP hayat ağacıdır. Bizler çok kar, boran, fırtına gördük; hiçbiri bu ağacı kurutmayı ve öldürmeyi başaramadı. Bundan önce olduğu gibi bugünden sonra da demokratik siyasetin tüm imkânlarını kullanarak adaletsizliklere, baskılara son verecek; demokrasinin, özgürlüğün, eşitliğin ve barışın bu topraklarda yeşermesini sağlayacağız.
Tüm halklarımızı, kadınları, gençleri, emekçileri bu mücadeleyi büyütmek için 23 Şubat’taki 4. Büyük Kongremize katılmaya, partimize ve geleceğimize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Demokrasi, adalet ve barış mücadelesinin başarıya ulaşması için umudu büyüteceğiz, mutlaka başaracağız ve hep birlikte kazanacağız!”