DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin 10 Ekim 2015 tarihinde düzenleyeceği “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” öncesinde DAİŞ’in üstlendiği, Ankara Tren Garı’nda bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda 103 kişi hayatını kaybetti. Katliamla ilişkin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 11. grup karar duruşması ikinci gününde devam ediliyor.
Kızılay’dan kaldırılan otobüslerle mahkemeye gelen aileler detaylı aramalardan geçirilerek salona alındı.
Duruşma mağdur avukatlarının beyanlarıyla başladı. CHP adına beyanda bulunan avukat Ertuğrul Cem Cihan, “Kamu görevlilerinin sorumluluğunun açığa çıkması konusunda mahkeme gereğini yapmadı. Üç beş tetikçi dışında katliamın siyasi ayağına değinilmedi” dedi.
‘Adalet için davanın peşini bırakmayacağız’
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukat Murat Yılmaz, “Biz adalet için bu davanın peşini bırakmayacağız. Mahkeme de kararla birlikte kamu görevlileriyle ilgili ayrıntılı bir suç duyurusunda bulunmalı” diyerek, kamu görevlilerinin yargılanması yönündeki taleplerini yineledi.
DAİŞ’in örgütlenmesi anlatıldı
Mağdur avukatlarından Ahmet Özdel, sanıkların sorumluluklarına dair beyanlarda bulundu. Sanıklar hakkında dosyada yer alan delilleri anlatan Özdel, sanıkların sınır geçişlerini nasıl sağladığını telefon görüşmeleri üzerinden aktardı.
Özdel, DAİŞ’in Antep emiri olduğu yönünde ciddi bulgular bulunan Yunus Durmaz’ın Ankara Katliamı’nı nasıl organize ettiğini onun üzerinden çıkan belgelerle açıkladı. Özdel, Durmaz’ın sanıklara verdiği talimatları şu şekilde anlattı: “Bu örgütün en önem verdiği şey canlı bombaların gizlenmesi. Örgütün evinde bizim bilmediğimiz bir canlı bomba daha var. O da Burak Ormanoğlu. Eylemin planlandığı evde parmak izleri var. O evde yaşayan canlı bombadır. Ormanoğlu, katliam öncesinde suça iştirak ediyor, sonrasında da devam ediyor. Bu mahkeme Ormanoğlu’nun sıradan bir IŞİD üyesi olduğunu düşünemez. Evde üçüncü bir canlı bombanın olduğu ortaya çıkmışken, Ormanoğlu’na suça iştirak etmedi diyemeyiz.”
Ormanoğlu hakkında verilen mütalaada “vahim silah ve mermi bulundurmak” ve “örgüt faaliyeti çerçevesinde izinsiz tehlikeli madde bulundurmak nakletmek” suçlarından 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Özdel, “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapsi istenen Suphi Alpfidan’a ilişkin de “Katliama iştirak eden sanıklardan birisi de Suphi Alpfidan’dır. Belki dosyanın en masum sanığı gibi duruyor ancak her arabada parmak izi çıkıyor. Bu emlakçı katliam olduktan sonra kaçak isimle yurt dışına kaçmışsa bu katliama iştirak etmedi diyemeyiz. Katliamı organize eden kişilerle de çok sık görüşen bir kişi. Araçlardaki parmak izini ev kiralıyorum diye açıklıyor ama bize şu evi kiraladım, depoyu kiraladım demeli. Ancak bunu yapmadı” diye belirtti.
DAİŞ’in Türkiye’deki yöneticilerinden olan ve Gar Katliamı’nın planlayıcısı Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altıntuğ’un da 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığını hatırlatan Özdel, “Dosya sanıklarından Esin Altıntuğ, bombacıları Ankara’ya taşıyan Halil İbrahim Durgun’un eşi. Kendisini farklı göstermeye çalışıyor. Fotoğraflarda kapalı ancak mahkemeye boyalı saçlarla geldi. IŞİD örgütünün temel aldığı kıstaslardan birisi aile üyelerinin tamamının örgütte katılması. Esin eşinin örgütteki rolünü biliyor. Katliam öncesi ve sonrasını biliyor. Katliamı gerçekleştiren Halil İbrahim Durgun ve diğer sanıkların kaçmasını sağlıyor. 100’ün üzerinde insanın katledildiği bir katliamda sıradan bir eşe bile mesafe koyarsınız. Ancak Esin mesafe koymuyor. Suriye’deki çatışmalara gitmek için planlar yapıyor” dedi.
Avukat Eylem Sarıoğlu ise, dosyadaki deliller üzerinden sanık Erman Ekici hakkında değerlendirmede bulunarak, şunları söyledi: “Antep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/ 460 sayılı dosyasında Ekici’nin de içinde bulunduğu bir araç durduruluyor. Bu araçta Ekici’nin parmak izi çıkıyor. Araç HDP İstanbul İl Binası’na bombalı saldırı gerçekleştirmek için yola çıkmıştı. Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik saldırı planının belgesi Ekici’nin evinde çıkıyor. Bu dosyada hazırlanan fezlekede ‘şahsın ne zaman nereye eylem yapılacağı konusunda karar aldığı’ anlaşılmaktadır deniliyor. Bu Ekici’nin yöneticilik konusunu açığa çıkıyor. Sanık Ekici örgüt parasını dağıtmakla sorumlu.” (MA)